CHP Genel Başkanı, ne Allah ne de peygamber!..
Ama... Ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal kaostan kurtarmak, içinden geçtiğimiz bu çok sıkıntılı süreçte Cumhuriyetimiz’in değerlerini ayakta tutan kurumların yara almaması için çaba harcayan, milyonların “umut” bağladığı bir muhalefet lideri.
Hükümetle boğuşuyor.
Hukuk mücadelesi yapıyor.
İktidar olmak istiyor...
CHP İzmir İl Konresi ile bunun ne ilgisi var diyeceksiniz?
Var!..
Her liderin, kadrolarını seçmek ve seçtirmek gibi bir hakkı vardır.
Doğru ya da yanlış...
Liderinizle siyaset yapıyorsanız, tercihlerine saygı duymak zorundasanız.
İzmir, bugün böyle bir kongreye gidiyor.
Ve CHP delegesine büyük iş düşüyor.
İzmir’de, örgütte istikrar isteniyorsa; Ekrem Bulgun...
Tartışma, kaos, iç çekişme, genel merkezle çatışma, kırgınlık...
Yani film tekrar başa sarılmak isteniyorsa, Yüksel Demirsoy tercih edilecek.
* * *
Yaştı, baştı...
O yürür, ben koşarım gibi; kamuoyunda CHP’yi “yaşlıların partisi” gibi göstermeye çalışmak, küçük düşürmeye çalışmak, nereye aday olursa olsun, bir CHP İlçe Başkanı adayına yakışmaz.
O zaman Demirsoy’a da birileri çıkar;
“Ey Demirsoy!.. Baykalcıyım diye bas bas bağırıyorsun, Ekrem Bulgun’un 78’lik yaşını bu görev için yeterli görmüyorsun ama, senin genel başkanın kaç yaşında, bilmiyor musun? Yoksa o da mı yetersiz?” diye sormaz mı?
* * *
Her partide benzer olaylar yaşanıyor...
Örgüt sıkıştığında, kamplaşmanın sınırları keskinleştiğinde, uzlaşmanın zorlaştığı anlarda hep “ağabey formülü” devreye girer.
Ekrem Bulgun, bu partiye ömrünü vermiş, kişilikli, nitelikli ve değerli bir siyasetçidir.
Siyasi ihtiraslarından ve politik nimetlerden yararlanma sürecini geride bırakmıştır.
Deniz Bey, Ekrem Bulgun’u bu nedenle il başkanı olarak işaret etmiştir.
Seçilebilir de...
Kaybedebilir de...
Bulgun’un kongreden “yenik” çıkması, CHP İzmir’de yeni “iç kavgaların” başlangıcı olacaktır.
Seçim ve tercih üzerinde ısrarla duruyorum, artık söz delegenindir...
Kararı ne olursa olsun, herkese saygı duymak ve kabullenmek yakışır...