Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Alaçatı Port, yanıbaşında bulunan dünyanın bir numaralı sörf merkezinin rüzgarını keser, “tık nefes”, yapar mı, yapmaz mı; sörf kullanmayı beceremediğim için bilemiyorum.
Ama Dünya Sörf Şampiyonaları’nın düzenlediği Alaçatı’da, bu işin sporcu ve teknik uzmanları, “Bu proje Alaçatı’yı yok eder” diyorlarsa, bir bildikleri var, derim.
Böyleyse, Alaçatı için gerçekten üzgünüm.
Arkasından Fatiha okumaktan başka yapacak bir şeyimiz kalmıyor demektir.
Neyse; Alaçatı yok olur, olmaz tartışmalarını yazarımız Erdal İzgi’ye bırakıyorum.
Onun uzmanlık alanına giriyor.
Dönüyorum; belde belediyesinin de yüzde 5 ortağı olduğu trilyonluk Alaçatı Port Projesi‘ne.
Muhteşem bir konsept...
Son derece keyifli bir yerleşim ve yaşama alanı...
Teknenizi kapınızın önüne araba park eder gibi, size özel rıhtıma bağlama lüksünüz bile var.
Her türlü yaşamsal konfor ve ayrıntı düşünülmüş.
Eeeeeeeeee; fiyatlar da ona göre...
700 bin ila 1 milyon lira arasında değişiyor...

Alaçatı Port, imtiyazlı bir proje...
Nedense, yapılaşma ve planlama sürecinde, üç-beş kez “durdurulma” kararlarına rağmen, nasıl olduysa inşaatlar hep; var olan sorunlar “tereyağdan kıl çeker gibi” kısa sürede aşılıp devam etmiş.
Son bir düzenleme var ki; akıllara durgunluk verecek cinsten.
CHP’li Alaçatı Belediyesi’nin de onayladığı plan değişikliğiyle; 60 yıllık Alaçatı yolu, Port Projesi için arsa haline dönüştürülüp iptal edildi.
İnanmayacaksınız ama bu kadarla bitmiyor.
Eski yol üzerine şimdi lüks villalar yükselirken, yeni karayolu, devlet kasasından harcanan parayla yapılıyor.

Çeşme Belediyesi ile Alaçatı Port Projesi arasındaki 3.5 milyon liralık “kavga”ya gelince...
Yaşananlar hoş değil.
Bu proje ne yazık ki Alaçatı yolunu içine almakla kalmadı. Dünya Bankası kredisi ile yapılan Çeşme ve Alaçatı’nın pis su ve arıtma; yani kanalizasyon ana kuşaklama kanalının geçtiği bölgeye de genişleme ve plan değişikliğiyle yapılaşma izni aldı.
Kim, nasıl buna izin verdi bilmiyorum; ancak sonuçta Alaçatı Port ile ÇALBİR; yani Çeşme-Alaçatı Altyapı İşletmesi Birliği bu yüzden karşı karşıya geldi.
Port’cular, tıpkı karayolunda yaptıkları gibi Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu’ndan da kanalizasyonun güzergahını proje alanı dışına taşımasını istediler.
Tütüncüoğlu, “olmaz öyle şey” diye diretti ve çok sert bir çıkış yaptı:
“Sen benim kanalımın üzerine villa yapıp satacaksın diye, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan 3.5 milyon lira harcayıp, şebekeyi deplase etmem. Kafamı da kesseniz, hapse de attırsanız izin vermem. Canınız çok istiyorsa, siz yapın. Ama bilin ki, bunu yapmadan tek bir temel atmanıza izin vermem...”

Bu direniş, yaklaşık bir-birbuçuk ay önce, Çeşme’de, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın önünde, Başkan Tütüncüoğlu ile Devlet eski Bakanı Kürşat Tüzmen‘i, can sıkıcı bir tartışmanın kahramanları yaptı.
Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, “Sayın Tüzmen’in o gün Alaçatı Port’un danışmanı olduğunu kendisinden öğrendim. Bu nedenle de beni davet etmesine rağmen proje için yapılan geziye işimin olduğunu bahane ederek katılmadım” dedi.
Peki sonuç?
Tütüncüoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Alaçatı Port Şirketi hatlarımızı kendileri söküp, deplase işlemini bitirdiler.
Şimdi yazı yazmışlar; yaptıkları 3.6 milyon lira harcamayı bizden istiyorlar.
Veremeyiz... Vermeyeceğiz de...
Gerekirse mahkemeye gideriz. Çünkü bu parayı ödersek, Çeşme ve Alaçatı’da içme suyu ve atık suya muazzam zam yaparak vatandaşın cebinden geri almak zorunda kalacağız.
Alaçatı Port, lüks villa yapıp satacak diye, faturasını niye Çeşme ve Alaçatılılar ödesin ki?”
Tütüncüoğlu haklı...
Ve ben de herkes gibi...
Bugüne kadar pek çok sorunun altından kalkan Alaçatı Port ortaklığının, bu kez ne yapacaklarını gerçekten merak ediyorum.