Bir yıl öğrencisi oldum.
Rahmetli Ahmet Piriştina ile aynı dönemde ama farklı sınıflarda bu okuldaydık.
Ben çaktım!...
Notlarım fena değil ama okulu ekme günlerim “kırmızı çizgi”yi aşmıştı.
Hiç unutmuyorum; kırmızı kalemle “devamsızlıktan kaldı” diye yazılı karneyle eve geldiğimde, kıyamet kopmuştu.
Yemediğim sopa kalmadı.
Rahmetli babam; okutmayacağım diye ertesi sene okula göndermedi, çırak verdi.
Bir yıl aradan sonra babamı zorla ikna ederek başladığım Namık Kemal’den, hiç fire vermeden mezun oldum.
Bir yıl öğrencisi olduğum Atatürk Lisesi Eğitim Vakfı, bu pazar geleneksel Pilav Günü’nün 122’ncisini gerçekleştirecek.
Ve ayrıca bu yıl Pilav Günü’nde aynı zamanda Atatürk Eğitim Vakfı’nın da 25. yılı kutlanacak.
Bu vakfın tüm geliri mezunlarının bağışlarından oluşuyor.
Vakıf yönetim kurulunun önümüzdeki çalışma döneminde hedefleri çok büyük.
Halen burs verilen 60 öğrencinin 100’e çıkarılmasından tutun da mezunlar arasındaki dayanışmayı artırmaya yönelik sosyal faaliyetler, yapılacak ilk işler arasında.
Bir de okulda şu anda kullanılmayan eski müdür lojman binasının restorasyonu gündemde.
Bu okulda okuyan hepimizin bildiği gibi, öğrencilik yıllarımızda burası, önünden geçmeye korktuğumuz bir binaydı.
“Aman müdür bey görür”, ya da “Müdür beyin eşi şikayet eder” diye yolumuzu değiştirir ve o tarafa hiç bakmamaya çalışırdık.
İşte bu bina bugün vakıf tarafından bir “okul müzesi” haline dönüştürülecek.
* * *
İzmir Atatürk Lisesi, bu kentin en köklü eğitim kurumlarından biridir.
Tarihi lisenin mezunlar listesi, Türk büyükleri ile doludur.
Necati Cumalı, Şükrü Saraçoğlu, Vasıf Çınar, Reşit Galip, Mustafa Necati, Adnan Saygun, Ahmet Piriştina, Mahmut Esat Bozkurt, Yahya Gökçedağ, Zekai Apaydın, Halil Menteşe, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hilmi Uran, Dr. Mustafa Bengisu, Samim Kocagöz, Salah Birsel, Hüseyin Hacim, Muhittin Çarıklı, Mehmet Refik Soyer, Şevket İnce, Enver Demir ilk aklıma gelen isimler.
Daha nice büyüklerimiz var.
Her biri bu ülkenin siyasi, idari, sosyal hayatında etkili olan, hepsi de İzmir Atatürk Lisesi mezunu...
* * *
Sevgili Atatürklüler; bu pazar; 23 Mayıs’ta kimseye söz vermeyin.
Saat 10.30’da, yıllar öncesi bahçesinde koşturduğunuz okulunuza mutlaka uğrayın.
122 yıldır devam eden geleneğinizi sürdürün.
Eski sınıf ve okul arkadaşlarınızla özlem giderin, anılarınızı canlandırın.
Ama kazandaki pilavdan mutlaka bir tabak yiyin.
Atatürklü olduğunuzu bir kez daha herkese ve tüm dünya aleme gösterin...
