SIKINTI büyük...
Hattâ daha ötesinde tam bir çile(!...)
Çare yok, katlanılacak...
Söylemesi, yazması tabii ki kolay.
Çünkü asıl sıkıntıyı Hatay’da oturanlar yaşayacak, çekecekler...
Çok itirazların geleceğini biliyorum...
Nelerin de olabileceğini...
Yılların alışkanlıkları değişecek...
Yasaklar uygulanacak, insanlar otobüs güzergâhları üzerine araç park edemeyecekler. Edenlerinki çekilecek, cezalar yazılacak, kavgalar çıkacak.
Ne yazık ki yapılabilecek başka bir şey yok.
* * *
Üçkuyular-Üçyol arasındaki metro bitecekse, bu hat üzerinde istasyonlar yapılacaksa, caddeler de kapanacak, ara sokaklar otobüs yollarına dönüşecek. Duraklar değişecek, herkes biraz daha fazla yürümek zorunda kalacak. Çöpler gece toplanacak. Özel araç sahipleri bu bölgede “yasaklı” ilan edilen yerlere araçlarını park edemeyecekler.
Büyük sorunlar yaşanacağı kesin...
Hem bölgede yaşayan insanların, hem de Büyükşehir Belediyesi’nin anlayışlı ve sabırlı olması gerekiyor.
Başkan Aziz Kocaoğlu dün, metro ve istasyon inşaatları için sekiz ay boyunca uygulanacak yeni düzenlemede, Büyükşehir’in üzerine düşen yaptırımları açıkladı.
Hiç kuşku yok ki, “acı bir reçete...”
İstasyonlar tamamlanıncaya kadar “acı reçeteyi”, “mayhoş” hale çevirmek, bölge halkının elinde.
El ele verilmesi şart.
İnsanlar yeni düzenlemelere uymak, Büyükşehir de bu sabrı test etmemek zorunda.
Çünkü gerçekten Hatay’da kimsenin dayanacak gücü kalmadı.
* * *
Sekiz ay belki çok uzun bir zaman dilimi değil.
Ama Hatay’daki sıkıntı tam beş yıldır sürüyor.
İnsanlar bu nedenle sabırsız. Hatay’da yaşayanlar bu nedenle Büyükşehir’e inançsız.
Kafalarda hâlâ, “Bu iş göreceksiniz sekiz ayda da bitmeyecek. Herkes perişan olacak” diye değerlendirme yapılıyor.
Haksız da değiller...
Bunun de tek suçlusu var; Büyükşehir Belediyesi...
Hiç olmazsa bu kez açıklanan süreye uyulmalı. Sekiz ay ise, sekiz ay sonra Hatay’da yaşam normale dönmeli.
Aksi; düşünmek dahi istemiyorum...
O zaman bu insanlar ne söylese, ne yapsa, yeridir; en büyük destekçilerinin de ben olacağını bugünden ilan ediyorum.