ESHOT için sözün bittiği yerdeyim.
Söyleyecek, yazacak, kelime, cümle bulamıyorum.
Bir değil, iki değil, beş değil, 10 değil, yüz değil...
İkiyüzü aştı...
Ve şimdi de hergün bir şoför, ya belediye otobüsü ya da kendi özel aracını kullanırken “alkolden” yakalanıyor, ehliyetine el konuluyor.
Kişisel yakalanmalara lafım yok.
Herkesin özel yaşamı.
İçiyorsa ve yakayı ele veriyorsa, cezasını öder.
Ama bir ESHOT şoförü, görevli olarak yolcu taşırken, üstelik de öğle saatlerinde “alkollü” çıkıyorsa, bu kurum iflas etmiş demektir.
İyi yönetilemiyor, işin endazesi kaçmış demektir.
* * *
ESHOT şoförleri neden içiyor?
İçiyorlarsa bir nedeni olmalı...
Hiç soran, eden var mı?
Sanmıyorum...
Başlarında öyle bir yönetici var ki, değil bir insanın gidip sorununu anlatmasını, koskoca belediye başkanları bile kendisine ulaşamıyorlar.
Telefonlarına çıkmıyor. Görüşmüyor, makamına kabul etmiyor...
Sanki Hürrem Sultan!...
Ya da Sadrazam Halil Paşa!...
ESHOT’u bu hale getiren, sevgisizlik, ilgisizlik, bilgisizliktir.
Yazık oluyor, günah oluyor...
Türkiye’nin bir dönemler en güvenilir kurumlu olan ESHOT, bugün hergün bir şoför skandalıyla, ölümlü ve yaralamalı kazalarla çalkalanıyor.
Merak ediyorum; bu kurumun daha kaç ocağı söndürmesine seyirci kalacak, kaç kişiyi yaralamasına ve sakat bırakmasına izin vereceğiz?
* * *
Başkan Aziz Bey’e gelince...
Kızıyor, sinirleniyor, tansiyonu fırlıyor ama, ne çare?
“Gül”ü seven “diken”ine katlanırmış.
“Gül”ü elinde tutmaya devam edecekse, batan “dikenlerin” neden olacağı yara ve kanamaya da razı olacaktır.
Çünkü, böyle devam ederse, ESHOT yüzünden bu İzmir’de Aziz Kocaoğlu ile kavgalı olmayan hiç kimse kalmayacak.
Altmışbeş yaş üzeri insanlar, emekliler, engelliler, öğrenciler ve şimdi de 50 kilometrelik Büyükşehir sınırları içinde kalan ilçe ve belde belediyelerinde çalışanlar.
Haberiniz olsun, ESHOT binlerce belediye çalışanının “paso”larını kaldırıyor.
Belediyede çalışsa da, “para” ödemeden artık hiç kimse otobüse binemeyecek.
Demek ki Aziz Bey’i yine uykusuz geceler bekliyor.
Neden mi?
Bu kadar kulağı çınlatılan bir insanın uyumasına olanak yok da ondan!...