STEVE MARTIN’in başrolünü oynadığı “Gelinin Babası” filmini seyrettiniz mi?
Seyretmediyseniz hiç vakit yitirmeden DVD’sini bulup seyredin.
Babalarla kızları arasında, yalnız babalarla kızlarının anlayabileceği, hiç dile gelmeyen, ama adeta elle tutulabilen sevgi bağını görün.
Babanın yapılacak düğün için sürekli tutumlu davranmaya çalıştığı, anne ile kızın da “Para da neymiş, yeter ki düğün dillere destan olsun” çabaları çatıştıkça, siz de kahkaha krizine yakalanıp oturduğunuz koltuktan düşüyorsunuz.
Seyredin, filmin sonunda kahkahadan ağrımaya başlayan karnınızı tutarken, gözünüzden boşalan yaşlara engel olamayacaksınız.
Ben her seyredişimde gülmekten yorgun düşüyorum, ağlamaktan da gözlerim kızarıyor.
Bu filmi seyrede seyrede, baba rolünü oynayan aktör Steve Martin’in fanatiği oldum.
Ve, dün gece “Gelinin Babası” bendim.
Kızım evlendi.
Dün gece “tarifi imkânsız” duygular içindeydim.
Doğduğunda mini mini minnacık olarak kucağınıza aldığınız kızınız büyümüş gelin oluyor.
Çocukken düşüp dizi yaralandığı için inci gibi süzülen gözyaşlarını sildiğiniz narin kızınız gelin oluyor.
İlk gençliğinde odasına kapanıp saatlerce müzik dinleyen, ya da arkadaşlarıyla buluştuğunda şen kahkahalar atan güzel kızınız gelin oluyor.
* * *