Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DENİZ Bey’i karşılayan değil ama, dün öğle yemeğinde birlikte olanların içinde ben de vardım.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne yaptığı ziyarete çok gitmek istediğim halde katılamadım.
Onbeş-yirmi kişilik Altınkapı’daki “özel” yemekte karşılıklı oturduk.
Çok keyifliydi.
Bana da çok takıldı...
“Bir yazı yazdın, ortalığı karıştırdın. Ama gazeteci böyle olmalı. Yazdı mı ses getirmeli” diye başlayıp, yıllardır kıvrak zekasına ve devlet adamlığına, özellikle de yaptığı her konuşmasında karşısındakini etki altına alan bilgeliğine saygı duyduğum Deniz Bey, bir süre sonra konuyu dünkü yazıma, CHP’yi karıştıran “Korktular” başlıklı yazıma, karşılanma olayına getirdi.
Açık yüreklilikle, “Arkadaşlarımdan havaalanında karşılamaya gelmemelerini ısrarla ben istedim” dedi.
“Hattâ” diye ekledi: “Olanak olsaydı, kimseye haber vermeden karayolu ile gelecektim. Uçakla ister istemez havaalanında yakalanıyorsunuz...”
Acaba gerçek duyguları bu muydu?
Sordum...
Önce, “Kimseyi zor durumda bırakmak istemem” dedi.
Ardından da ekledi:
“Yorumlarınıza tamamen olmasa da katılıyorum. CHP’nin büyümesini, aldığı oy oranının artmasını en çok isteyenlerin başında gelenlerdin biriyim.
Mutlu olurum.
Benim bunda bir katkım olursa daha da sevinirim.
Zaten bu düşüncemi açık açık beyan da ettim.
Partim ne görev verirse hazırım dedim.
Genel başkanlıktan ayrılmamın en önemli nedenlerinden biri de buydu.
Korkan demeyeyim ama çekindikleri için gelmeyen arkadaşlarıma kırgın da değilim, kızgın da...
Ama sizin yazarak gündeme getirdiğiniz ve söylemek istediklerinizi çok iyi anlıyorum.
Beni karşılamaya gelmeyenler değil, bu arkadaşlarıma bu korkuyu verenler, dolaylı-dolaysız hissettirenlerdir asıl suçlu ve zavallı olanlar.
Yani asıl korkaklar onlardır.
Ben, ‘Baykal’ı karşılarsam bir daha milletvekili adayı göstermezler. Belediye başkanı yapmazlar’ diye düşünenleri’ hoşgörüyle karşılıyor ve anlamaya çalışıyorum.
Ama bir de işin başka tarafı var:
Deniz Baykal’dan CHP’ye ne zarar gelebilir?
Deniz Bey CHP’ye niçin ya da neden zarar vermek ister ki?”
* * *
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, örgütleri ve CHP’lileri zor durumda bırakmamak için bu dönemde mümkün olduğunca dikkatli davranmaya özen gösterdiğinin de altını çizdi.
“Bunun da yolu, partimin bana görev vermesidir” diye ekledi.
Sonra, İzmir üzerine biraz sohbet ettik.
İzmir’i çok iyi, insanlarını ve yaşamı da çok hareketli bulduğunu anlattı.
12 Eylül’deki referandum ile ilgili soruma da gülerek, İzmir’de sıkıntı olmayacağını, “Hayır” oylarının yüzde 70’lere dayanabileceğini söyledi.
Türkiye genelindeki sorumu ise üstü-kapalı geçiştirdi:
“Karşı taraf daha organize olmuş gibi görünüyor. Bizim de bir an önce halka, ‘Niçin hayır denmesi gerektiğini anlatan’ yazılı bir şeyler vermemiz gerekiyor...”
* * *
Dün çok telefon aldım.
Milletvekillerinden belediye başkanlarına, ilçe başkanlarından partililere kadar pek çok kişinin “mazeretini(!)” dinledim.
Bilgilendirme amaçlı olduğu için ve izinlerini almadığım için burada tek tek isimlerini ve “Deniz Bey’i niçin karşılamaya gitmediklerinin gerekçelerini” anlatmayı etik bulmuyorum.
Yazdıklarımı “doğru” bulanlar çoğunluktaydı.
Aksi görüşte olanlar da yok değildi.
Ama herkesin birleştiği nokta şuydu:
“Kral ölse de, tahtını kaybetse de kraldı...”