ZAMAN ne kadar da çabuk, adeta “göz açıp kapayıncaya” kadar geçiyor.
Tam yedi yıl olmuş...
İzmir Körfezi’ne denizden girişte, yani İnciraltı’nda kentin simgesi haline gelen Crowne Plaza’nın açılışından buyana demek ki bu kadar yıl geçmiş.
Sanki daha dün gibi...
Hüseyin Özdilek, Bursa’dan gelip, İnciraltı’ndaki bu yeri aldığında kıyamet kopmuştu.
“Buraya nasıl olur da yüksek katlı beş yıldızlı bir otel ve alışveriş merkezi yapılırmış?” diye az mı tartıştık, az mı mahkemelerin kapılarını aşındırdık.
Tıpkı bugün, çarpık yapılaşmaktan kurtarılmak istenen İnciraltı planları ile Alsancak-Turan arasındaki yeni kent merkezinde olduğu gibi.
* * *
Crowne Plaza’nın 7. yaş kutlamasında Hüseyin Özdilek, gülümseyerek ve sonunu “O günleri geride bıraktık ve unuttuk” sözleriyle noktaladığı konuşmasında, İzmir’e yatırım yapmak için geldiği yedi yıl öncesini özet olarak anlattı:
“Parasını sayarak, turizm imarlı bu arsayı otel yapmak için satın aldım. Yasal olmayan hiç bir ayrıcalık istemedim. Genel Kurmay Başkanlığı’ndan bile iznimiz vardı. Ama milyon dolarlık bu yatırımı yapabilmek için, hiç bir işimde yaşamım boyunca bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum.
Pişmanlık duyduğum günler çok oldu. Yatırım yapmaya geldik, paramızla rezil olduk. Ama bugün İzmir ekonomisine ve 500’ü aşkın çalışanıyla istihdama verdiğimiz destek ortada. Crowne Plaza ve Özdilek Alışveriş Merkezi’yle gurur duyuyorum. Eminim ki İzmirliler de benim gibi aynı duyguyu paylaşıyorlar.”
* * *
Hüseyin Özdilek’in bu kısa ve öz konuşması aslında bir İzmir gerçeği...
Çünkü yedi yıl önce yatırımcıya bakışımız neyse, bugün de aynı.
Değişen hiç bir şey, bir adım ilerleme dahi olmadı.
Yerel yöneticilerimiz de, diğer resmi ve sivil toplum kuruluşlarımız da, İzmir’e milyon dolarlık yatırım yapmaya gelen işadamı ve sanayiciyi bir “düşman” gibi görüyor.
O kadar bürokratik engeller çıkarıyoruz ki, bir tek “Ne işin var kardeşim burada? Çek git...” demediğimiz kalıyor.
Utanmasak, onu da söyleyeceğiz...
* * *
Patron Hüseyin Özdilek ve Crowne Plaza Oteli Genel Müdürü Faik Alsaç, “Gerçek beş yıldızlı hizmet, meslek etiğine uygun davranışla İzmir’in ve İzmirlinin oteli olduk, olmaya da devam edeceğiz” diyor, biz hâlâ “Buraya bu kadar çok katlı otel yapılır mı?”yı konuşuyor ve tartışıyoruz.
Dünyada 4 bin 500’den fazla otel ile hizmet veren Intercontinental Grubu’na bağlı Crowne Plaza İzmir, 2010 yılında “Torchbearer” Ödülüyle, grup otelleri arasında “Best of the Best” (En İyinin de İyisi) olarak seçiliyor, turizm sektörünün bu en değerli, prestijli ve büyük ödülünü İzmir’e getiriyor, “teşekkür edip” “Sağolasın Hüseyin Bey” diyeceğimize, hâlâ dedikoduyla vakit geçiriyoruz.
* * *
İzmir’e yatırım yapacak olan yerli ve yabancı herkes, İzmir’in bu “yüzünden” şikayetçi.
Büyükşehir’deki bürokrasiden ve yatırımcıya gösterilen yaklaşımdan dertli, ilçe belediye başkanları ve buraların teknik bürokratlarından yaka silkiyor.
Çok yakın bir dostum geçenlerde, yasal olan bir belge için aylardır belediyeye gidip-gelmekten bıkıp usanan çalışanına yanımda “Ya niye oyalıyorlar? Bir şeyler istiyorlarsa, lanet olsun verelim(!)” diye çıkışınca, ne söyleyeceğimi şaşırdım.
Ağzım bir karış açık kaldı...
İzmir olarak 7’den 70’e bu zihniyeti değiştirmemiz, yasal olmak kaydıyla yatırımcıyı kucaklamak, eksiklikler varsa, tamamlayabilmesi için yol göstererek yardımcı olmak zorundayız.
Çok mu zor Allahaşkına?