Sıcak bir İzmir akşamında, İtalyan Ceo Montevecchi‘den dinlediklerim, beni çok keyiflendirdi.
Ekonomiyle aram çok iyi değildir.
Açıkçası pek anlamam.
Ne var ki, Ege’nin ilk çimento fabrikası olan, 2001 krizinde Akgerman Ailesi‘nden İtalyan devi Cementir Holding‘in çoğunluk hissesini satın aldığı Çimentaş’ın, uzunca bir sessizlikten sonra geldiği noktayı, yaptığı ve yapacağı atılımları duyunca heyecanlandım.
Çimentaş Group düne kadar İzmir’de kendi yağıyla kavrulan bölgesel bir oyuncuydu.
Bugün ise yapılan 200 milyon Euro’lık yatırımla, İzmir merkezli ulusal ve uluslararası düzeyde bir oyuncu haline getirildi.
Mustafa Güçlü, Selahattin Mersin, Taner Aykaç, Oğuz Can, Bay Montevecchi’nin A Takımı.
Çok da başarılılar.
İç piyasayı, İzmir, Trakya, Kars ve Elazığ’da yaptıkları üretimle kontrol altında tutuyorlar.
Uluslararası arenada ise Çimentaş, farklı bir alanda; endüstriyel ve evsel atıkların bertarafı için oyun kuruyor.
Bay Montevecchi, kafa dengi bir İtalyan.
On yıldır İzmir’de; Türkçe’yi anlıyor ama konuşamıyor.
İzmir’i inanılmaz seviyor. Sanki bu kentte doğup büyümüş gibi.
Çeşme’de yatırım yapmaktan mutlu; “emekliliğimde buraya yerleşeceğim” diyecek kadar da bu turistik ilçemizin hayranı.
İtalyan Cementir Holding’in, endüstriyel ve evsel atıkların bertarafı işinde, İzmir’li Çimentaş Group’a verdiği görev ya da yüklediği misyon; dünyada atık bertafı işini geliştirme ve büyütme. Nitekim ilk operasyon İstanbul.
Çimentaş, İstanbul’un toplam çöpünün yüzde 15’ini işlemeye başladı.
Yani, bizim İzmir’de Torbalı mı, Menemen mi diye yıllardır tartıştığı ama bir türlü beceremediği yatırımı, İstanbul Çimantaş Group’la el sıkışarak başlatmış.
Şimdi sıra, İngiltere’de bir şirket satın almak.
Çünkü, bu işi uluslararası alanda tecrübe kazanmış, atık yönetiminde daha ileride olan İngiltere gibi bir ülkede de yapmak önemli.
Hem İzmirliyiz diyorsunuz ama bu kentin değil İstanbul’un çöpünü bertaraf için yatırım yapıyorsunuz? diye çıkışıyorum.
Bay Montevecchi, gülümsüyor:
“Biz her türlü evliliğe hazırız. Kız tarafı da oluruz, erkek tarafı da. Yeter ki Aziz Kocaoğlu evliliğe karar versin” diyor.
Bunun açılımını sohbet koyulaşınca daha iyi anlıyorum.
Çimentaş, Büyükşehir Belediyesi’ne bu konuda yardım etmek istemiş, ama aldığı cevap şaşırtıcı:
“Gerek yok, biz kendimiz yaparız...”
Gelelim kurulduğu günden buyana çevresine saçtığı toz yüzünden yaka silktiren Çimentaş’ın “tozsuzlaştırma” yatırımına.
Mustafa Güçlü bilgilendiriyor:
“Tozsuzlaştırmada en ileri adım olan torba filtre teknoloji İzmir’deki fabrikamızın 2 hattına da tatbik edildi. Biz bu projeyi ‘geleceğimize toz kondurmuyoruz’ ifadesiyle sloganlaştırdık. Yasal olarak bir metreküp havada 120 mg emisyon limit değerini, 10 mg’nin altına düşürerek, 12 kat daha az emisyon salımı yapmayı başardık. Bu sıfıra yakın bir değerdir. Bu tamamen tozsuzlaşma anlamını taşıyor...”
Yatırım maliyeti?
Hiç sormayın;
Tam 8 milyon dolar ama;
Geleceğe yatırım için çok değil.
Çimentaş Group’un bir de elektrik üretim projesi var.
Bu da baca gazlarının havaya salınmak yerine, elektrik enerjisine dönüştürülmesi.
Yatırımı sürüyor. Bittiğinde Çimentaş, Bornova’nın tamamının elektrik ihtiyacını karşılayacak miktarda enerji üretecek.
