BU iş tehditle, lafazanlıkla, atıp tutmakla çözümlenemez.
Hele, “susturdum” diye hava atmak, caka satmakla hiç çözümlenemez.
Susturdum diyen açıklamalar yapan Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’ya o zaman bir-iki soru sorarım:
Kimi susturdun, kim sustu, susturduysan kime ne bedel ödedin?
“Yalaka köşe yazarları” diye kimi kastediyorsun, kim bunlar ve bunlara “köşe yazdıranlar?”
Delikanlıysan, biraz yürekli ve mertsen, karnından konuşmayı bırakır bu soruların yanıtlarını verir, kim neyse onu açıklarsın...
Susarsan, bil ki “müfteri” olursun. Bunu da lütfen unutma...
* * *
Çöp ihalesine fesat karıştırdıkları, çıkar sağladıkları ve menfaat temin ettikleri iddiasıyla, Antalya merkezli düzenlenen “Kasırga -1” adlı operasyonla polis tarafından göz altına alınan Buca Belediye Başkan Yardımcısı H.K ve Buca-Mar Genel Müdürü F.K, sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konuldular.
Tutuklanan Buca Belediye Başkan Yardımcısı, aynı zamanda CHP’den seçilmiş bir belediye meclis üyesidir.
Meclis üyeliğinin yanı sıra, Buca Belediye Meclisi CHP Grubu’nun muhalefetine rağmen bu göreve Belediye Başkanı Ercan Tatı tarafından getirilmiştir.
Yani hem gözaltıların hem tutuklamaların hem de iddia edildiği gibi Buca’da yapılan çöp toplama hizmet alım ihalesinin CHP’yle doğrudan ilişkisi vardır.
CHP bu nedenle, bu olayla ilgili polis ve savcılığın dışında özel araştırma ve soruşturma yapmak zorundadır.
CHP Buca İlçe Başkanı Mehmet Süne, CHP’nin yeni genel merkez yönetiminde Parti Meclisi üyesi seçilmiştir.
Buca’da yaşananları en yakından bilen kişilerden biridir.
Susmamalıdır.
Doğrular neyse söylemeli, üyesi ve yöneticisi olduğu CHP’yi, şayet gerçekse, usulsuzlük, ihaleye fesat karıştırmak, haksız kazanç elde etmek gibi zan altında bırakacak, yolsuzluğun -yağmanın adresi olmaktan kurtaracak adımları atmalıdır.
Aynı şekilde, CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve MYK üyesi İzmir Milletvekili Abdürrezzak Erten de bu olayla ilgili vakit geçirmeden soruşturma başlatmalıdır.
Çünkü CHP, İzmir Buca’da patlak veren bu son olay nedeniyle büyük yara almıştır.
* * *
Bu benim iddiam değil.
Ancak Buca’da her yerde bir “şirket”in (aslında şirket denmiyor, çete diye geçiyor ama) varlığı konuşulmaktadır.
Hatta insanlar kahvehanelerde bile, sözü edilen “şirket”in organizasyon şemasını anlatmakta, üstelik de tüm bunları isimler vererek sohbet konusu yapmaktadır.
İşte şu “Başkanları”, bu kişi “CEO”su, bu kişi “kasası”, filanca “aracısı” gibi iş bölümü iddiaları ortaya atılmaktadır.
Bu kadarına inanmıyorum.
Ama aslı-astarı olmasa da, niçin Karabağlar, Gaziemir, Bornova, Bayraklı, ne bileyim; Karşıyaka, Balçova, Konak’ta değil de Buca’da bir “şehir efsanesi” gibi konuşuluyor ve anlatılıyor, bunu da merak etmiyor değilim?
O zaman CHP’ye düşen görev, olayın ciddi biçimde üzerine gitmektir.
Suçlu yoksa, insanların haksız yere karalanmasının önüne geçilmeli...
Varsa cezası verilmeli, kişi ya da kişiler partiden uzaklaştırılmalıdır.