CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da demek ki Baykal gibi düşünüyor.
Televizyonda, Deniz Bey’in İzmir’de CHP için yaptığı, “Genel Başkan çok çalışıyor, sürekli geziyor ama örgüt ona ayak uyduramıyor. Çalışmıyor” tesbitine Kemal Bey’in, “Evet, biraz tempoyu artırmamız lazım” sözüyle “hak” vermesi, referandum öncesi yeni bir tartışma konusu oldu.
Biri eski, diğeri yeni iki genel başkan demek ki 12 Eylül öncesinde rahatsızlar.
Sıkıntıları, CHP örgütleri.
Neden?
CHP’deki “kan” değişikliğinden sonra, halkın büyük bir çoğunluğunun Kılıçdaroğlu’na, dolayısıyla partisine gösterdiği ilgi ve sevgiyi sandıkta “Hayır”a dönüştürecek olan örgüt, niçin isteksiz ve tembellik yapıyor?
Bu, CHP’de “iflah olmaz” bir hastalıktır.
Didişme, çekişme bu partinin genlerine o kadar çok yerleşmiş ki, nedeni ne olursa olsun “birlik-beraberlik- bütünlük” sağlamak ya mümkün olmuyor ya da çok zor başarılıyor.
* * *
İzmir...
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun; Ekrem Bulgun’u istifaya zorlayarak koltuğu bırakmasından sonra yerine atanan Rıfat Nalbantoğlu’nu, bırakın ziyaret etmeyi, telefonla dahi kutlamadığını, “Hayırlı olsun” demediğini biliyor musunuz?
Nalbantoğlu’nun Büyükşehir Belediye Meclisi Grup toplantılarına hiç katılmadığından haberiniz var mı?
Peki, Ekrem Bulgun’un göreve atadığı CHP Gençlik Kolları İzmir İl Başkanı Derya Kuşdemir’in, Baykal’ı Çeşme’de kaldığı otelde ziyaret ettiği için Nalbantoğlu tarafından görevden alınmasına ne diyorsunuz?
* * *
Gözlemlerine çok güvendiğim bir arkadaşım anlattı.
Geçen hafta Bornova Atatürk Mahallesi’ne çıkmış.
AK Parti Kadın Kolları’nda görevli hanımların, tek tek kapı çalarak, ellerindeki referandum kitapçıklarını dağıttıklarını görünce ilgisini çekmiş.
Ardından da merak edip, “CHP Bornova’da ne yapıyor?” diye açıp partili bir arkadaşına sormuş.
Aldığı yanıt şu:
“Çarşamba günü (yani dün) toplantı yapacağız...”
Durun daha bitmedi...
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 50 derece sıcakta ne yapıyor?
İl il dolaşıyor, sabah-öğle-akşam demeden meydanlarda ter döküyor.
Yani ne gecesi belli ne de gündüzü.
12 Eylül’e kilitlenmiş durumda.
Başka işe-güce bakmıyor.
Çünkü zaman çok kısıtlı, süre az.
CHP İl Yönetimi, işi-gücü referandum olması gerekirken, il binasının tadilatı ile uğraşıyor.
Sayın Nalbantoğlu, sırası mı şimdi tadilatın?
Bir ay sonra yapılsa ne farkederdi ki?
Tadilat deyip geçmeyin.
Referandumun seçimden bir farkı yok ki?
Onca insan partiye girip-çıkacak, oturup nefeslenmek isteyecek, belki bir soğuk su içme ihtiyacı duyacak. Çay ikram edilmesini bekleyecek.
Ne yani, şimdi CHP; “Özür dileriz, tadilat nedeniyle kapalıyız” mı diyecek?
Üfffffffffffff ki, üfffffffffffffff!...
Hava çok ama çok sıcak, bir o kadar bunaltıcı, bir o kadar da sıkıntılı(!...)
