Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

EKREM Bulgun, görevden alınmadı ama, istifa etmek zorunda bırakıldı, yerine Rifat Nalbantoğlu CHP İl Başkanı olarak atandı.
Ardından da Nalbantoğlu’nun birlikte çalışacağı il yönetim kurulu üyeleri genel merkez tarafından atamayla belirlendi.
Görev dağılımı da yapıldı.
Bulgun’a en şiddetli muhalefeti yapan, neredeyse “O koltukta nasıl oturuyorsun?” diye hesap soracak kadar ileri giden Zikri Dursun, partide ikinci adamlığa; il sekreterliğine getirildi.
Nalbantoğlu’nun üç günlük icraatları, açıklamaları son derece olumlu.
Şimdilik herkesi kucaklamak isteyen bir yol izliyor.
Çiğli’de seçilmesine tam muhalefet ettiği ve partiden ihracı istenen Başkan Metin Solak’ı hiç yanından ayırmıyor.
Başkanlığı döneminde disiplin kuruluna sevkettiği ve bir yıl ceza almasına neden olduğu Buca Belediye Meclis Üyesi Dr. Levent Köstem’i sık sık arayarak hatır soruyor ve üzülmemesini, genel merkezden yakında af kararının çıkacağını bildiriyor.
Bunlar hep, il başkanlığı koltuğunda oturan Rifat Nalbantoğlu için artı ve olumlu puanlar.
Umarım, Nalbantoğlu bu çizgisini hep sürdürür, parti örgütündeki ayrışmayı, birleşmeye dönüştürür.
* * *
Ancak;
Herkes bilmeli ki, Nalbantoğlu başkanlığındaki yeni İzmir CHP İl Yönetimi, katıksız, firesiz, yüzde yüz Önder Sav patentlidir.
Yani, Made in Sav of İzmir!...
Kurultay’daki Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu seçimlerindeki, Önder Sav-Aziz Kocaoğlu ittifakı ve liste paylaşımı il yönetimine yansımamış ya da yansıtılmamıştır.
Bu CHP İzmir için bir eksikliktir.
En ilginci de, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal demokrat olan herkese karşı “kucak açan” Mevlevi Felsefesi, “Ne olursan, kim olursan, yine gel” anlayışı İzmir’de yerini, “ekipçiliğe” bırakmıştır.
Bu gelişme, hem referandum hem de genel seçimler sürecinde CHP’de sıkıntı yaratabilir.
* * *
Kılıçdaroğlu, CHP için büyük bir şanstır.
Hiç tartışmam; Önder Sav’ın manevrası, Kılıçdaroğlu’nun arkasında yer alması, Türk demokrasisinin sigortası olan CHP’yi dağılıp gitmekten, yok olmaktan kurtarmıştır.
Bugün kamuoyu yoklamalarında CHP’nin oyu yüzde 30’ların üzerine çıktıysa, bu gelişmenin en büyük mimarlarından biri Kılıçdaroğlu’nu örgüte kabul ettiren Önder Sav’dır.
“Dede”nin ekibi, “hizipçiliği” bırakıp, örgütte özlenen ve beklenen “açılımı” da yapmak ve başarmak zorundadır.
Yok, tam tersi bir yol izlenir; “dar kadroculuk”la devam edilirse, CHP’de değişen hiç bir şey olmaz.
Eski tas, eski hamam; Baykal gitmiş, Sav gelmiş olur.
Bu da İzmir’in özlediği, hazmedeceği, kabulleneceği ve tam destek vereceği bir tablo değildir.