ÜÇKUYULAR, Levent Marina’nın hemen yanında.
Oturduğunuzda denizin o sakinleştiren, dinlendiren ve tüm dertlerinizden sizi alıp götüren dalga sesleri sanki bir “dinleti” gibi...
Derin bir soluk aldığınızda, mis gibi yosun kokusu ile dolan ciğerleriniz “bayram” yaparken, genziniz hafif yanıyor.
Az ötesinde, Büyükşehir’in Kent Ormanı ve gölet...
Çevresinde yürüyüş yolları, jimnastik aletleri ve oturma banklarıyla, İzmir’in içinde sanki cennetten bir köşe..
Adı, Büyükşehir Belediyesi Engelliler Merkezi, sosyal tesisleri...
Denize sıfır bir kafeterya var. İki bölümden oluşuyor. Hem açık kısmı var hem de kapalı..
Günün belirli saatlerinde kentte yaşayan engelli insanlar, belediyenin tahsis ettiği araçlarla buraya gelip, saatlerce, dilerlerse tüm gün vakit geçirebiliyorlar...
* * *
Düşünce mükemmel...
Bu merkezi 2002 yılında rahmetli Başkan Ahmet Piriştina kurmuş ve bu yeri de engellilere tahsis etmişti.
Aziz Kocaoğlu, aynen devam ettirdi, hatta çevresini düzenleyerek daha da güzelleştirdi.
* * *
Şimdi Başkan Aziz Kocaoğlu’nu bu merkeze, denizin kıyısındaki kafeteryaya davet ediyorum.
Hem de acil olarak..
Engelli kardeşlerimiz için yaratılan bu “cennet” köşenin, ilgisizlik ve duyarsızlıktan, nasıl bir pislik, nasıl bir rezillik ve nasıl bir sefalet içinde olduğunu görmesini, yaşamasını rica ediyorum..
Daha üç gün önce..
Masalar, sandalyeler pas, küf içinde...
Demir parmaklılara insanın elle dokunması mümkün değil.
Şayet ufacık bir çiziğiniz varsa tetanos mikrobu kapmamamız mucize...
Bir çay içeceksiniz, servis rezalet...
Çay mı içiyorsunuz, kırmızıya çalan bulaşık suyu mu, belli değil...
Dana fazla yazmak istemiyorum...
Gidip görmek, oturup içmek gerekiyor...
* * *
Önce, büyükşehir kiraya mı vermiş, bir kişi, firma, şirket işletiyor sandım.
Sordum...
Daha da şaşırdım...Çünkü;
Grand Plaza, yani Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi işletiyormuş...
Üzüldüm...
Sonuç olarak, bu kentin seçilmiş iki büyükşehir belediye başkanı, engelli kardeşlerimiz için İzmir’in en güzel yerlerinden birini tahsis etmişler.
Çevresini düzenlemişler...
Araç tahsis edip, bu kardeşlerimizi kentin en uzak noktasından buraya biraz hava almaları için taşıyorlar...
Koskoca katrilyonluk varlığa ve binlerce personele sahip Grand Plaza, bu güzelim kafeteryada insanlara doğru dürüst bir çay, o da parasıyla satmayı çok görüyor...
İnsanları küflü - paslı masalarda, sandalyelerde oturtuyor...
İki temizlikçe tutup da, ortalığı temizletemiyor...
Akıl alacak gibi değil...
İnanılacak gibi ise, hiç değil...
Lütfen gidip, Grand Plaza’nın İzmir’in “cennet” bir köşesini nasıl “cehennem” e çevirdiğini bir görün
Ve siz de benim gibi kahrolun!..