BİRİLERİNİN Çeşme’den ne istediğini bir bilsem, gam yemeyeceğim.
Alaçatı’yı da koyduğunuzda, bu ünü uluslararası ve dünyaya taşan tatil beldesinde sanki o birileri turizmi baltalamak için varını yoğunu ortaya koyuyor.
Her sene bir sorun çıkartılıyor.
Geçen yaz, Türkiye’deki diğer tüm turizm beldelerine göre yüzde 500 fahiş artışla uygulanan ecrimisil belasıyla uğraştık.
Otelciler ve turizmciler işi-gücü bırakıp Ankara yollarında ve bakanlık kapılarında helak oldular.
Kış geldi, termal havuzu bulunan otellere durduk yerde “fizyoterapist uzmanları alacaksınız, yoksa kapatırız” dendi.
Ve bu kararın ilk uygulama merkezi Çeşme oldu.
Uğraş, uğraş, yanlıştan dönüldü ama ne çare?
Çeşmeli otelci, yurt dışında acentalarla üç-beş daha fazla turist getirmek için boğuşacağına, yine başkent yollarında vaktini geçirdi.
Ve 4 Haziran’da bir yönetmelik yayınlandı.
Adı, “Gürültü Yönetmeliği”
Uygulama ve deneme yeri yine Çeşme seçildi.
Neden?
Niçin?
Ne bilen var, ne de açıklama yapan...
* * *
Gürültüye külliyen karşıyım.
İnsanların Çeşme’de eğlenmek kadar, dinlenmek de hakları.
Ama böyle bir tatil merkezinde saat 23.59’da müziği kesemezsiniz, eğlenceyi sonlandıramazsınız.
Ama yapılıyor.
Gürültü Yönetmeliği’nin ilk uygulama merkezi seçilen Çeşme’de otellere, turistik işletmelere, plajlara, eğlence mekanlarına 4 Haziran’dan buyana peşpeşe cezalar kesiliyor.
Çeşme bitiriliyor, bitirilmek için adeta elden gelen herşey yapılıyor.
Yazık, gerçekten çok yazık...
* * *
Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Öncel’e hem hak veriyor hem de tüm söylemlerine katılıyorum.
Öncel, Çeşme’ye “kafayı takanlara” (kimse o, ya da onlar) soruyor:
“Yeni çıkan yönetmeliklerin uygulama alanı neden hep Çeşme?”
Ah be Veysi kardeş; bilsem söylemez miyim?
Doğru söylüyorsun, bu kadar katı bir yönetmelikle Çeşme’ye nasıl yerli-yabancı turist getireceksiniz, nasıl bu ülkeye döviz girdisi sağlayacaksınız, ben de bilemiyorum?
İlginç bir haykırış:
“Eğlence, turizmin ayrılmaz bir parçasıdır. Bunu yok etmek, turizmi ortadan kaldırmaktır. Eğer, turistlere, tatilcilere saat 23.59’da ‘Haydi yatağınıza’ dememiz isteniyorsa bunun adı, ‘Otellerinizi, restoranlarınızı, eğlence mekanlarınızı, beldenizi, ülkenizi turizme kapatın’ demektir...”
Ve bir istek:
Biz turizmciler ve tatilciler, kimse kusura bakmasın ama, henüz çevrecilerin çözüm bulamadıkları “başıboş gezen köpekler kadar” özgür olmayı istiyoruz. Geceleri onların verdiği gürültü desibeli kadar hakkımızın olmasını istiyoruz. İspanya, İtalya ve Yunanistan standartlarında çalışmak, eğlendirmek ve tatil yaptırmak istiyoruz...
Bu kentin milletvekillerine ve valisine duyurulur...
