SIKILDINIZ değil mi?
Kabul edin, içiniz karardı.
Yaşama sevincinizi yitirdiniz.
Her gün şehit haberi, her gün fidan gibi bir delikanlının bayrağa sarılı tabutu, bazen bir iki de yetmiyor, yarım düzine tabutu diziyorlar önümüze.
Ki, her bir tabut yüreğimize saplanan zehirli bir hançer gibi kahrediyor bizi.
Feryat eden anneler, kahrından ölmüş babalar, kendini paralayan eşler, nişanlılar, sevgililer...
Şehit cenazelerinde beni de her seferinde öldüren o sahne:
Şehit babasının tabutuna el sallayan küçük bebeler...
Biliyorum, içiniz katran karası oldu, sıkıldınız, nefes alamıyorsunuz.
* * *
Haberleri dikkatle dinliyorsunuz. Neşeniz bir türlü yerine gelmiyor, sıkılıyorsunuz.
Kalbinizin ritmi bozuluyor.
Bir ümit; hukuk var bu memlekette diyorsunuz.
Ama heyhat!
“Anayasa Mahkemesi iktidarın istediği yönde karar vermezse, boş verelim Anayasa Mahkemesi’ne” diyen hukukçular var.
Hukuk mu?
Salla gitsin...
* * *
TV dizilerine hiç girmeyelim, “Behlül Bihter’i neresinden öptü?” geyiği içimizi baydı.
Gıdıklayarak güldürmeye çalışan, karikatür sahnelerini “Çok Güzel Hareketler Bunlar” diye yutturmaya çalışıyorlar. Sıkılıyor, bunalıyorsunuz.
Bütün bunlardan sıkıldıysanız, önerim şu:
Lütfen, çevrenizdeki okulların sene sonu törenlerine gidin. Havaya fırlatılan keplerin rüzgârıyla serinleyin.
Okuma-yazma öğrenen miniklerin okuma şenliklerine katılın.
Öğrencilerin oynadığı tiyatro oyunlarını izleyin.
Yapılan konuşmalara hayran kalın.
Gidin; çocukları, gençleri gördükçe inanın içiniz biraz olsun açılacak, çok mutlu olacaksınız.
Ben şahsen Şemikler İlköğretim Okulu’nun 1. sınıflarının hazırladığı okuma şenliklerine katıldım.
Olanaksızlıklar içinde öğretmenlerin neler yaptığını, minik öğrencilerin kırk yıllık tiyatrocu, sunucu gibi olduklarını, kusursuz oynanan halk oyunlarını görünce, içim kabardı, coştum, çok mutlu oldum.
Size de öneriyorum, çevrenizdeki okulların yıl sonu etkinliklerine gidin.
Gidin, görün çok mutlu olacaksınız.
Şemikler İlköğretim Okulu’nun minik öğrencileri beni ve izleyenleri sadece eğlendirip, mutlu etmediler.
İçimizi de rahatlattılar.
Canlandırdıkları bir tablonun sonunda hep bir ağızdan ve yüreklerinden gelen samimiyetle, coşkuyla bağırdılar: ”BİZ CUMHURİYETİN SİGORTASIYIZ...”
Uzun zamandır, ilk kez eve, yüzümde gülümseme, kalbimde umutla döndüm...
Çok bunaldığınızda siz de deneyin...