SIKI durun...
İzmir gibi, büyükşehir, ya da herhangi bir il belediyesi sınırları içinde yaşayanlar, hükümetin hazırladığı “Orta Vadeli Program”a göre, neredeyse “nefes aldığı” hava için bile vergi ödeyecek.
Amaç, yerel yönetimlerin gelirlerinin artırılması, yeni kaynak yaratılması ve belediyelerin Hazine üzerindeki yükünün azaltılması.
Yöntem akılcı...
Kağıt üzerinde göründüğü kadarıyla doğru bir karar...
Ama eksik!...
Nedeni de şu:
Hükümet olarak, zaten büyükşehir, il ya da ilçelerde yapılan ticaretin, elde edilen tüm kazancın...
Belediyeler olarak da işyeri ve konutların, toplanan çöpün, suyun, ulaşımın, otoparkın, hatta ölüm nedeniyle yapılan gömü hizmetlerinin bedelini ve vergilerini alıyorsunuz.
Ve şimdi bu yetmiyormuş gibi, bir de “Özel Kent Vergisi” adı altında, “Kentsel Rant Bedeli” tanımlamasıyla yeni bir vergi daha almayı planlıyorsunuz...
Olacak iş mi bu?
Ayıp değil mi?
Günah değil mi?
* * *
Maliye Bakanlığı bünyesinde son aşamaya getirilen taslağa göre, söz konusu yeni vergi, okul ve işyerleriyle servis hizmeti verenlerden “Özel Kent Vergisi” adı altında...
İşletmeler ile İzmir’de mal-mülk-ev apartman ve daire sahipleriyle tüm esnaftan “Büyükşehir Vergisi” olarak toplanacak.
Özel Kent Vergisi ile getirilecek yeni düzenlemelerden bazıları şöyle:
Büyükşehirlerdeki sınai ve ticari işletmelerden, ev sahiplerinden yüzde 3-5 Büyükşehir Vergisi, kentsel rantlardan ise yüzde 5 vergi alınması öngörülüyor.
Köprü, okul, hastane, yol gibi yapılan kamu hizmetlerinden sahibine rant sağlayan gayrimenkullerden ise devlet pay alacak.
Satın aldığı gayrimenkulü 1 yıl içinde satanlar gelirinin yüzde 10’unu düşerek, elde ettiği gelirin yüzde 90’ı üzerinden gelir vergisi ödeyecek.
Büyükşehir sınırları içinde tarımla uğraşan çiftçiler de benzer vergileri ödemekle yükümlü tutulacaklar.
Büyükşehirlerde, “Özel Kent Vergisi”nden sadece, hamal, boyacı, berber, terzi gibi “küçük esnaf” sınıfına girenler vergiden muaf olacak.
* * *
Yandık beyler, yandık!..
Bugünkü tabloya baktığınızda, zaten insanlar sahipleri oldukları binaların, evlerin, oturdukları dairelerin vergilerini ödeyemiyorlar.
Kentlerde su parasını ödeyemeyen abone sayısı çığ gibi artıyor.
Belediyelerin gelirleri de bu yüzden inanılmaz ölçüde düştü.
Yakında, çoğu maaş ödeyemeyecek duruma gelecekler.
Sorarım size; bugün bir emlak ve bina vergisini, kullandığı suyun-elektriğin faturasını ödeyemeyen vatandaş, nasıl olacak da bu yeni vergilerin üstesinden gelebilecek?
Büyükşehirlerde yaşamanın pek tabi ki, kırsal alanlarda yaşayanlara oranla artı bir maliyeti olmalı. Olmak da zorunda.
Vergi, geliriniz ve kazancınız olursa ödenebilir bir yurttaşlık katkı payıdır.
Ekmek bulmakta zorlanılan bir dönemde, büyükşehirlerde oturanlara bu tür “ek vergi” getirmek, tıpkı, “ölü doğan bir çocuğu” yaşatmak için boşa çaba harcamaya benzer...