KAÇAN balık her zaman büyüktür.
İzmir, işte tam bu noktada...
Bu nedenle İzmir’de, herkesin şapkasını masasının üzerine koyup, ciddi olarak bir genel “mutabakat” için kenetlenmesi gerekiyor.
Kısır çekişmeleri, çekememezlikleri, yüze gülüp arkadan dolanarak üç puan almaları, İzmir’i zenginleştirecek, uçuracak, modernleştirecek, istihdam yaratacak projelerini mahkemelere taşımaktan vazgeçmeli, uzlaşarak, var olan yanlışları doğrularla değiştirerek, vakit kaybını sıfıra indirerek yürümeliyiz.
Kişisel ve kurumsal kavgalarla, zaman kaybına tahammülü olmayan bir çizgideyiz.
Önümüzde bir Alsancak Limanı sorunu var.
Hem ticari hem de kruvaziyer ihtiyacı karşılamak için acil yatırım gerekiyor.
Kenti, dünya standartlarına yükseltecek, milyon dolarlık yatırımlara açacak, sağlık ve termal patentli İnciraltı ile, Alsancak-Bayraklı-Turan arası yeni kent merkezi planlarında, tüm mesleki ve sivil toplum kuruluşları “takoz” olmak yerine, “en doğru” çözümü uygulamak için yerel yönetimlerle ortak hareket etmelidirler.
* * *
Bu bir çağrıdır.
Herkesin sakız gibi çiğnediği,“Türkiye’nin en büyük köyü İzmir” yakıştırmasını, “Çağın gereklerine göre, Türkiye’nin en hızlı gelişen kenti İzmir” olarak değiştirmeliyiz.
Ak Parti Hükümeti ile İzmir’de yaşayanların, anlayışta, siyasi tercihlerinde, yaşam biçimlerinde “uyuşmazlık” olabilir.
Ancak, çok yakından biliyorum; başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, hükümet, hiç bir siyasi kaygı duymaksızın İzmir’e yardıma hazır.
İnatlaşarak, restleşerek bir yerlere varamayız.
Biz İzmir’iz. Böyle düşünüyoruz. Siyasal tercih olarak, yüzde 58’lik dilimin değil, yüzde 42’nin içindeyiz ama bu ülkenin de insanlarıyız.
Kent olarak, ulaşımdan, alt yapıya... Lojistikten, turizme... Sanayiden, tarıma kadar pek çok konuda devletin güçlü elini yanımızda görmek, hissetmek istiyoruz.
Ulufe değil, genel bütçeden hakkımız olanın verilmesini talep ediyoruz.
Yatırımların planlanmasında siyasi destek ve oy vermiyor diye cezalandırılmak değil...
Aksine, sırtımızın sıvazlanmasını, dört milyona yakın insanın yaşadığı bu kente hoşgörüyle bakılmasını istiyor ve bekliyoruz...
Önümüz bayram...
Gelin tüm küskünlükleri, hesaplaşmaları, kırgınlıkları, politik ayrışımları, yakamızdaki rozetleri çıkarıp, barışalım-uzlaşalım; el ele, omuz omuza, kardeş kardeşe, kol kola “Büyük İzmir Hedefi” için yürüyelim...