CHP’nin İzmir’de en öncelikli sorunu, İl Başkanı Ekrem Bulgun’un gitmesi ya da kalması mıdır?
Kılıçdaroğlu ile, yeni bir sayfa açmaya çalışan CHP’de, kimin adamı ya da hangi ekip olursa olsun, toplumun beklentilerini, parti içi “suni gündem”lerle gölgelemeye çalışmamalıdır.
Hele söz konusu İzmir ise, herkes çok daha dikkatli adım atmak, ağzından çıkanı kulağı duyacak biçimde konuşmalıdır.
CHP, parti içinde “savaş baltaları”nı gömmediği sürece, başarılı olamaz.
Umut iken, bir bakarsanız umutsuzluğun adresi oluvermiş.
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu aday olduğunda, İl Başkanı Ekrem Bulgun karşı çıkan Türkiye’deki dört il başkanından biriydi. O zaman değişmesi lazım...
Bu söylemle Bulgun’u yıpratmaya, yıldırmaya çalışan, yetmezmiş gibi “tehdit” edenlere bir çift lafım var:
Peki ne yapmalıydı?
Kral öldü, yaşasın yeni kral mı demeliydi?
İstifa eden Deniz Baykal, CHP’nin 18 yıllık genel başkanıdır.
Baykal’ın CHP’liliği ise 50 yılı aşan bir zaman dilimi ile örtüşür.
Ekrem Bulgun, bu kadar zamandır Baykal ile siyaset yapan bir CHP’lidir.
İlk tepkisi, duygusallığının bir göstergesidir.
Bu da hakkıdır.
Nitekim, Kılıçdaroğlu’na tepkisinin kişisel olduğunu söylemekle kalmamış, Kurultay’da örgütüyle birlikte, bu yeni oluşuma destek vermiştir.
Parti içinde de olsa, seçim bir yarışsa, kazanan ekip “intikamcı” değil, “uzlaşmacı” olmak zorundadır.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile görüştüm.
“Ekrem Bey görevden alınmalı mı? İstifa etmeli mi?” diye sordum.
Yanıtı “hayır” oldu, ekledi:
“Ekrem Ağabey, son derece tutarlı, herkesi kucaklayan bir yönetim anlayışına sahiptir. Böyle bir şey söz konusu değil. Aksine görevine devam etmelidir...”
Parti Meclisi’nin iki yeni seçilmiş üyesi Oğuz Oyan ile Alaattin Yüksel’in görüşleri de aşağı yukarı böyle.
Daha da ilginci, “adaylıktan çekilmek zorunda bırakılan” Rifat Nalbantoğlu da böyle düşünüyor.
Bulgun’u istemeyen kim?
Önder Sav ve İzmir’deki ekibi...
Neden?
Efendim; Bulgun, Deniz Baykal’ın talimatı ve dayatmasıyla il başkanı yapılmış ya da baskıyla seçtirilmiş.
Eeeeeeeeeeeeeeeee?
Şimdi ya istifa etmeli ya da görevden alınmalıymış...
Yani örgütte yine kaos, yine kavga, öyle mi?
* * *
CHP’nin artık huzura ve hoşgörüye ihtiyacı var, beyler...
Bırakın iç çekişmeleri, mücadeleyi ve kavgaları...
Çıkın sokaklara, ev ev dolaşın, mahalle mahalle gezin, insanların sıkıntılarını paylaşın, iktidara geldiğinizde neler yapacağınızı anlatın.
Bırakın artık, bürolarda kim nereye gelmeli, şunun ayağı nasıl kaydırılmalı diye kafa yormayı, balık-rakı sofralarında partiyi dizayn etmeyi...
Meydanlara çıkın, sorunlara çare olacak politikalar üretin, insanların yaşamlarını kolaylaştıracak söylemler hazırlayın...