İYİ bir hastane, iyi bir hekim grubuyla hizmet veren bir hastanedir.
Yaklaşık 10 yıl önce bir grup işadamının, İzmir’de eksikliği hissedilen “dünya standartlarında” bir hastaneyi kurma fikriyle bir araya gelmelerinin, bugün İzmir için, Ege Bölgesi için ne kadar doğru bir karar olduğunu görüyoruz.
Cem Bakioğlu, Öner Akgerman, Samim Sivri, Tufan Önal, bu projenin liderleri. Erol Narin, Celal Kurt, Teoman Gürgan, hem ortak hem de yönetim kurulunun değişmez isimleri...
Ve bu lider kadroya güvenen İzmir’in saygın ve girişimci çok sayıda işadamı yıllardan beri destek veriyor.
Kuruluşunun 10’uncu, fiili olarak hastane hizmeti verişinin ise 5’inci yılını kutlayan Kent Hastanesi, bu süreçte bölgemizin ve Türkiye’nin en iyi sağlık merkezlerinden biri haline geldi.
Kent Hastanesi, 6’ncı hizmet yılına adım atarken büyük bir atılım gerçekleştirdi ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu büyük bir müjde verdi: Karaciğer nakil ameliyatları.
Türkiye’de ilk kez pankreas naklini gerçekleştiren özel hastane Kent Hastanesi olmuştu.
Yine özel sektör hastaneleri arasında en fazla sayıda böbrek naklini gerçekleştiren Kent Hastanesi oldu.
Buna ek olarak ilk kez incebağırsak nakli ameliyatı da özel sektörde yine Kent Hastanesi’nde gerçekleştirildi.
Ve şimdi de karaciğer nakli.
* * *
Doç. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Murat Zeytunlu ve Prof. Dr. Mehmet Alper...
Bu isimleri bir yere lütfen not edin..
Bu üç değerli hekimden oluşan ekip, kısa bir süre öncesine kadar zor ve deneyim gerektiren karaciğer nakli ameliyatları için yurtdışındaki merkezlere gitmek zorun hastalar için ülkemizde bir “umut” oldular. Bu ekip, tıbbın bu en zor ve meşakkatli alanında uluslararası platformlarda isimlerinden söz ettirecek seviyede başarılara imza attılar.
Ve biliyor musunuz, bu çok üç doktorumuz, Türkiye’de değil, aynı zamanda Avrupa’nın da en yüksek oranda canlıdan canlıya organ nakli gerçekleştiren ekibi oldular.
Ege Üniversitesi’nde iken niçin Kent Hastanesi’ni, özel bir hastaneyi seçtiler?
Kesin olarak şunu bilin ki; daha fazla para kazanmak için değil.
Peki niçin?
Bu tartışmaya girmek istemiyorum. Doç. Dr. Kılıç, Doç. Dr.Zeytunlu ve Prof. Dr. Alper’in üniversite hastanesindeki sıkıntılarını yazmak bana düşmez.
Ama gerçek şu ki, bu değerli ekip Ege’de, İzmir’de kaldıysa, İstanbul ya da diğer illerimize kaçıp gitmediyseler bunun nedeni Kent Hastanesi’dir.
Dünyaca tanınmış bağımsız denetleme kuruluşu olan JCI tarafından “uluslararası akreditasyon belgesine layık görülen” Kent Hastanesi olmasaydı, karaciğer nakil ameliyatlarında dünyanın sayısı başarılı ekiplerinden olan bu doktorlarımız, çekip gideceklerdi.
* * *
Bir önemli noktayı daha aydınlatmak istiyorum.
“Bu ekip üniversite hastanesindeyken ihtiyacı olan fakir-fukaranın da karaciğer nakli yapılıyordu, şimdi özel bir sağlık kuruluşu olan Kent Hastanesi’ne geçtiler.
Böyle bir operasyon için servet gerekir; parası olmayan hasta ölecek mi?” söylemlerine ne inanın ne de kulak asın.
Çünkü organ bağışı konusundaki tüm ameliyatlardan, SGK güvenceniz varsa, Kent Hastanesi’nin kapılarından girdiğiniz andan, taburcu olduğunuz ana kadar olan süreçte, tek bir kuruş ödemiyorsunuz.
Kent Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu’nun nezdinde, böylesine değerli tıp adamlarımızı İstanbul’a kaptırmadıkları için Kent Hastanesi’nin Genel Müdürü Ruşen Yıldırım başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum...