SİZ hiç Bornova Büyük Park’taki Açıkhava Tiyatrosu’nda bir tiyatro oyunu seyrettiniz mi?
Bornova’da oturmuyor ve yaşamıyorum. Dolayısıyla da seyretmedim.
Ama seyredenler var.
Bunlardan biri Dr. Hüseyin Günerhan. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi.
“Ben seyrettim. Hem de bir değil, 2-3 oyun seyrettim. Her seferinde de keşke gitmez, keşke seyretmez olsaydım” diyor.
Bornova’da sanatseverleri bu kadar gittiklerine gideceklerine pişman eden olay ne?
Bornova Belediyesi’nin vurdumduymazlığı...
Oysa, Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, hem bir üniversite öğretim üyesi hem de sanata-kültüre son derece düşkün ve saygılı bir seçilmiş belediye başkanı.
Kamil Bey‘in sanırım işi başından aşkın olduğu için (!) Büyük Park’taki Açıkhava Tiyatrosu’nda yaşananları bilmiyor.
O zaman biz, daha doğrusu Dr. Günerhan anlatsın:
“Az sayıda tiyatrosever Bornova’ya kadar gelmiş oyunları seyretmek icin 30 ile 40 TL ödüyoruz ve tiyatro binasına gidiyoruz.
Orada ne mi görüyoruz? Kapıda görevli güvenlik görevlileri, içeriye önce bedavacıları ön kapıdan alıp oturtuyorlar.
Parasıyla bilet alan biz ikinci sınıf vatandaşları (!) ise belli bir saate kadar bekletip arka kapıdan içeri alıyorlar.”
Bu birrrrrrrrrrrrr...
* * *
Sonrasında yaşananlar ise çok daha sıkıntılı.
“Tiyatro başlayınca da ‘KEPAZELİK’ başlıyor. Tiyatro binasının önünde ve arkasında neler var biliyor musunuz?
Önünde; bir çay bahçesinin oyun alanı var. Bu alanda oyun oynayan kişiler bağırıp, küfürleşiyorlar. Oyunlarının gürültüleri tiyatronun içini tamamen dolduruyor.
Bir de bu gürültüye çay bahçesinin müziği ekleniyor.
Peki arkada ne var?
Bir halı saha!.. Buradaki bağrışmayı-küfürleşmeyi artık siz düşünün.
Tiyatroda oyuncular oynamaya, biz seyirciler de seyretmeye çalışıyoruz.
Belediye Başkan Yardımcısı Ali Bey’e bir çok kez olayı şikayet ettim.
Tamam dendi ve bir tiyatrosever olarak yine bilet alıp gittim.
Aynı KEPAZELİK devam ediyor.
Neden KEPAZELİK diyorum?
Çünkü son gittiğim oyunun sonunda Sayın Cihan Ünal dayanamadı ve seyircilere şöyle dedi: Ben sizlere çok teşekkür ediyorum. Bu kepazelik içinde bizleri seyrettiğiniz için. Bu kepazelikte ne biz konsantre olabiliyoruz ne de sanırım sizler bizi duyabiliyorsunuz. Tabi bu konuşmadan sonra büyük alkış koptu. (Bu arada oyuncuların repliklerini unutmamak için büyük çaba gösterdiklerini de belirtmek isterim.)
Sanata saygı bu mudur?
Sanatsevere saygı bu mudur?
Ben son kez Bornova’da bir oyuna gitmiş oldum. Bir daha gidemem. Çünkü sanatçıların yüzüne utançtan bakamıyorum.
Ve bundan sonra hangi sanatçılar gelmek isterlerse onları da uyaracağım.
Bornova Belediyesi kulak vermiyor. Çözüm üretmiyor. Sanata saygı hangi aşamaya gelmiş anlayın lütfen.
* * *
Dr. Günarhan çok haklı...
Bornova gibi kültür düzeyi belki de İzmir’in en yüksek ve kaliteli bir ilçesinde bu yaşananlara akıl erdirmek mümkün değil.
Ama Bornova’da yaşananlar İzmir’in her yeri için geçerli.
Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda da durum pek farklı değil.
Karşıyaka’da da öyle...
Ne yazık ki sanata ve sanatçıya verdiğimiz değer, bu yapıların hemen yanlarında açılmalarına izin verdiğimiz çay bahçeleri, düğün salonları ya da halı sahalardan belli değil mi?
Bir de yeri geldiği için belirtmek istiyorum.
Sanatsever olsun olmasın, İzmirliler’in sanatçıya hiç saygıları kalmamış.
Ne zaman bir oyuna, bir konsere gitsem, sanatçıdan, sanatçılardan bir alkışı bile esirgiyoruz.
Oyun bitmeden, tiyatroyu, salonu boşaltmaya başlıyor, sanatçıyı yüreklendirecek, bir sonraki oyun için motive edecek final alkışından mahrum bırakıyoruz.
Sanatçı içeri girip çıktığında bir bakıyor ki, karşısında cılız bir el çırpma ve bomboş koltuklar...
Ayıp, çok ayıp...
Bu düpedüz sanata ve sanatçıya saygısızlık... Evinize beş dakika geç gitseniz ne olur?