Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

12 Haziran seçimlerinde “bağımsız” dendiğinde, nedense hep Doğu ve Güneydoğu ile İstanbul konuşuluyor.
Daha doğrusu akla BDP’nin desteklediği adaylar geliyor.
Oysa İzmir’de de “bağımsız” adaylar var.
Bunlardan biri de Doğu Perinçek...
Perinçek, Cumhuriyet Güçbirliği’nin, İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı.
Birinci Bölge’de de Yaşar Müjdeci; emekli korgeneral var.
* * *
Güçbirliği’nin İzmir adayı Doğu Perinçek’in, seçim çalışmalarını eşi Şule Hanım, çok geniş bir gönüllü ekiple yürütüyor.
Şule Hanım, “ulusalcı” olarak tanımlanan kesimlerle toplantılar yaparak, ilçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle dolaşarak cezaevindeki eşi için oy istiyor.
Doğu Perinçek ile ilgili ilginç bir ayrıntı var.
Doğu Bey, Türkiye’de son yapılan 9 yerel ve genel seçimlerin 7’sinde cezaevindeymiş.
Yakın bir dostu; “Ne zaman seçim yaklaşsa ya da seçime gidilme kararı alınsa, bir kulp bulunup Doğu Perinçek tutuklanarak cezaevine konuluyor” diyor.
Bu bir tesadüf mü?
Sanmıyorum...
Çünkü Doğu Perinçek, arkadaşlarıyla bunun; seçim=cezaevi eşleşmesinin esprisini yapıyormuş:
“Seçim dendi arkadaşlar. Eh, bizim cezaevi günleri de yakındır...”
* * *
Cumhuriyet Güçbirliği oluşumu, pek çok kişi tarafından “Ergenekon” ile özdeşleştiriliyor.
Tartışılır...
Ancak, Cumhuriyet Mitingleri’nin bu oluşumun “çekirdeğini” oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Güçbirliği’nin hedefi, İzmir’den Doğu Perinçek’i, İstanbul’dan ise Çetin Doğan ve Tuncay Özkan’ı Meclis’e sokmak.
Beslendikleri seçmen profili, demokrat, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve solcu kesimler.
Başarabilecekler mi?
12 Haziran’da göreceğiz.
Doğu Perinçek’in bağımsız İzmir Milletvekili olabilmesi için en az 60-65 bin oy alması gerekiyor.
Cumhuriyet Güçbirliği, İzmir 2. Bölge’de bu oyu alabilir mi?
Sandıklar açılıncaya kadar herkesin “seçilme şansı”nın olduğunu unutmamak gerekiyor.
Güçbirliği’ne sıcak bakan, gönül veren seçmenin, gerekçesi şu:
“Parmak indirip kaldırmaktan başka iş yapmayan adaylar yerine, oyumu Güçbirliği’nin bağımsız adaylarına vereceğim.
Hiç olmazsa onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Kral Çıplak” diyebilecekler. Doğruları haykırabilecekler...”

Unutmadım ve unutmayacağım

Asla, sonuna kadar yazmaya devam edeceğim.
İzmir’de, ucube ağır vasıta araçları ve TIR’ların kent içine girişlerini, birer saat yasaklayacak birilerini arıyorum ama bulamıyorum.
Dün saat 09.20’de Ankara Caddesi, Altınyol, Liman Caddesi, yine rezalet durumdaydı.
Acaba görür müyüm diye bir trafik polisi, bir ekip aracı aradım, bulamadım, göremedim.
Zaten ne gerek var ki!
Bu İzmirli enayi, bu İzmirli kaz kafalı ya?
Nakliye şirketlerinin, taşımacılık firmalarının, TIR’ların, dorseli kamyonların hakkını korumak varken, on binlerce İzmirlinin hakkından söz edilebilir mi?
Çile bülbülüm çile...
* * *
Sayın Binali Yıldırım, son çarem sizsiniz...
İstanbul’da, saat 22.00-06.00 zaman dilimi dışında TIR’ların, kamyonların, ağır vasıtaların şehir içine girmesi yasak.
İzmir’de günün her saatinde binlercesi cirit atıyor. Çünkü yasak da yok, kısıtlama da.
İnanmıyorsanız, bir sabah 09.30’da gidin, yukarıda belirttiğim bölgelere bir bakın. Buna bir de Şehitler Caddesi’ni ekleyin.
Neymiş, İzmir Limanı çalışanlarına gece mesaisi yaptırılamıyormuş!
İstanbul’da nasıl yaptırılıyor?
Antalya’da, Trabzon’da nasıl oluyor da, İzmir’de olamıyor?
İzmir’i yönetenler; hepinizi göreve davet ediyorum, gö-re-veeeeeeeeeeeee...