BUGÜNLERDE hiç bir emekliyle sohbet ettiniz mi?
Kapalı yerde sigara içemiyorsunuz ya; Pasaport’a oturmuştum, şöyle demli bir çayla sigara tüttürmek için, önce kulak misafiri oldum, sonra da “tanrı misafiri..”
Beş kişiydiler. Sandalyeyi çekip yanlarına oturdum. Beşi de emekliydi. İçlerinden biri Ege TV’deki programlarımdan, diğeri de Milliyet EGE’deki yazılarımdan tanıdı.
Uzun konuşmamız bittiğinde, çay paralarını ben ödemek istedim, ufak -tefek itirazlar geldi ama ısrar edince, ses çıkartmadılar.
En yaşlı olanının elini öperken, çekinerek kulağıma fısıldadı:
“Bizim sana çay ısmarlamamız lazımdı evlat... Ama, günlük 16 kuruş zamla, kendimiz bile bir bardak çay içemez hale geldik.
Ismarlamayı, ikram etmeyi çoktan, ama çoktan unuttuk!..”
Önemli olmadığını anlatmaya çalışıp, yanlarından ayrıldım...
* * *
İktidar ile muhalefet arasındaki kavga...
Başbakan’ın Deniz Baykal’a, Baykal’ın Erdoğan’a yüklenmesi...
Darbe belgesi...
Ergenekon...
Askeri sivil mahkemelere gönderme...
Beş emekliden hiçbiri bu konuda tek bir laf bile etmedi.
Çünkü gündemleri bu değildi.
Geçim derdine düşmüşler, son yapılan zam, beklentilerini boşa çıkarttığı için öfkeliydiler.
İşçe emeklisi olduğunu sonradan öğrendiğim Hasan Bey; “Hani enflasyon oranında zam yapacaklardı. Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceklerdi. Başbakan ‘Emeklimi ezdirmem’ demedi mi? Bir Başbakan vatandaşını kandırır mı?
Bağ-Kur emeklisi olan Hüseyin Bey; “Ya biz ne yapalım?” diye söze girdi.
Anlattıkları korkunçtu:
“Evladım benim evim yok, kira. En düşük maaşı alıyorum. Eskiden 305 lira aylık veriyorlardı. Şimdi 5 lira zam yapmışlar, 310 lira oldu.
Bir göz odada 100 liraya oturuyoruz. Gerisiyle de geçinmeye çalışıyoruz. Nasıl geçinmekse bu?
Ayın en az 10 günü yatağa aç giriyoruz.
İnanmayacaksın ama, Allah’a bizi daha fazla süründürme, ona buna muhtaç etme, yaşadığımız kadar yaşadık. Vaktin gelmesini beklemeden al canımızı diye dua ediyoruz(!..)”
* * *
En düşük Bağ-Kur emekli maaşı aylık 5 lira arttı da, işçi emeklisinin ki farklı mı?
İşçi emeklilerinin aylıklarına da (en düşük alana) aylık 11 lira zam yapılmış.
Bozdur-bozdur harca!..
Çok kızdıkları bir nokta da, hükümetin emekliler arasında yaptığı ayırımcılık.
Emekli Sandığı’ndan emekli olanlara ocak ve temmuzda toplam yüzde 8.86 zam yapılmış.
İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine aynı dönemde yapılan zam yüzde 5.74...
“Neden?” diye soruyorlar
Öyle ya; en düşük memur emekli aylığı 788, en düşük esnaf ve Bağ-Kur emekli aylığı 459, en düşük işçi emekli aylığı ise 621 lira.
Yanlış anlaşılmasın...
Sohbet ettiğim emekli dostlar, memur emeklilerinin çok para aldığından şikayet edip, kıskançlık falan yaptıkları yok.
Onlar, aynı yıl hizmet eden emekliler arasında, memur, işçi, esnaf, serbest çalışan gibi bir ayırımın yapılmasından şikayetçiler.
“Sınıf farkı yaratılıyor” diyorlar...
* * *
Kulağıma bir de “eylem” lafı geldi.
Karşıyakalı olan işçi emeklisi atıldı:
“Karşıyaka’da eyleme hazırlanıyoruz. Toplu olarak Ziraat Bankası’na gidip, Başbakan’ın bize zam olarak reva gördüğü, 11 lirayı, çoluk-çocuğuyla harcasın diye kendisine iade edeceğiz.”
“Ne zaman?” diyorum, “kısa bir süre sonra” diyorlar.
Öpüşüp ayrılıyoruz...
Kendilerine söz veriyorum... Daha doğrusu baskı yaparak söz alıyorlar.
Haftanın en az bir günü emeklilerle ilgili yazacağım...
Onlar da bana bir bardak çay ısmarlayacaklar...