Doktorlar dün, bir günlüğüne işi bıraktı.
Doktorun işi bırakması; sağlık kurum ve kuruluşlarında hasta bakmaması demektir.
Nitekim 24 saatliğine sadece “acil”ler hizmet verdi.
Peki hiç merak ettiniz mi; bu doktorlar ne istiyor?
Neden iş bırakıyor?
Niçin eylem yapma gereğini duyuyor?
Acaba bu eylemin gerekçesi, kişisel çıkar için mi?
Yoksa, hükümetin yeni sağlık politikalarıyla getirilmek istenen dayatmalara isyan mı?
* * *
Bu iktidar ki, 2002’den sonraki ilk genel seçimlerin yapıldığı 2007’yi, sırf sağlık hizmetlerindeki “devrim niteliğindeki” uygulamaları nedeniyle kazandı.
Hasta kuyrukları bitti.
Parası ve hiç bir sosyal güvencesi olmayanlar bile, en kral özel hastanelerde bir şişe su fiyatına muayene olup, tedavi edilir hale getirildi.
Ne var ki, bu “balayı”, kısa sürdü.
Bugün “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında getirilen sistem, açıkça Türk halkının sağlığı ile oynamaktır.
Çünkü herkesin “balansı” bozuldu.
Adı, sözde “dönüşüm” olan dayatmacılıktan;
Doktor şikayetçi, sağlık kurumları, hastaneler, üniversiteler şikayetçi.
Özel hastaneler şikayetçi.
Profesör, doçent ve asistanlar şikayetçi.
Muayenehane hekimleri şikayetçi ve en önemlisi de sağlık hizmeti almak isteyen, bizler, vatandaş ve hastalar şikayetçi.
Eeeeeeeeeee; ne biçim “Sağlıkta Dönüşüm” bu böyle?
* * *
Arkadaşım Feyzi Hepşenkal, bugünkü köşesinde (Sayfa 6’da) doktorları ve sağlık çalışanlarını sokağa döken son kanun hükmündeki kararname ile sağlıkta nelerin elimizden alındığını ve nelerin alınacağını madde madde yazmış.
Mutlaka okumalısınız.
Biz gelelim doktorların başındaki başka bir soruna.
Sağlıkta Dönüşüm, “Ya tam gün maaşlı üniversite ve hastenelerde çalış, ya da bu kurumlarda elini hastalara sürme, muayene etme, ameliyata girme, muayenehane aç çalış” diyor.
Güzel...
Bu dayatma üzerine pek çok değerli hekim ve alanlarında uzmanlaşmış hocalar, serbest çalışmak için sağlık kurumlarından ayrıldılar.
Muayenehanelerini açtılar...
Gelin görün ki bakanlık teşkilatlarında bu hekimlerin, muayenehane “ruhsat” işlemleri o kadar uzatılıyor, o kadar uzatılıyor ki, yasal talepler adeta bir “cezalandırmaya” dönüştürülüyor.
Çünkü muayene ruhsatı olmayan hiçbir hekim, gidip herhangi özel bir hastanede hastasına bakamıyor, ameliyatını yapamıyor.
“Yasak kardeşim...” deniliyor.
Ya da o hastanın “Başbakan” olması gerekiyor(!..)
* * *
Bakanlığın “Sağlıkta Dönüşüm” sistemi en tarafsız ve “a politik” kişiler tarafından bile “tam bir fiyasko” ya da “masal” olarak nitelendiriliyor.
Benim yorumum ise çok daha farklı.
Hükümet sağlıkta böyle bir dayatmaca ile, kendi ayağına kendi eliyle kurşun sıkıyor