Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları

BUGÜN 23 Nisan...
Köşemi, henüz 6 yaşındaki Dila Yılmaz’a emanet ettim. Yerime bir günlüğüne o yazacak.
Dila, babası ve annesi İzmir’in yetiştirdiği çok iyi iki gazetecinin biricik kızları.
Babası, bu meslekte ciddi emeğimin olduğuna inandığım Mustafa Yılmaz.
Anne de çok başarılı bir gazeteci.Anadolu Ajansı’da görev yapıyor; Efsun Yılmaz...
Allah bağışlasın, Dila, ikisini de bastıracak gibi görünüyor.
Tüm çocuklarımızın 23 Nisan’ını kutluyor; sağlıklı, başarılı, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sahip çıkmayı yaşam biçimi olarak benimseyeceklerinden ve laik Türkiye Cumhuriyetimizi hiç bir şekilde ve koşulda ödün vermeden gelecek asırlara taşıyacaklarından emin olarak uzun ömürler diliyorum.
* * *
Haydi bakalım; şimdi Dila Yılmaz’ı okuyalım:
Ben üç yıldır Selçuk Soyer Canım Anaokulu’na gidiyorum. Her 23 Nisan günü okulda özel gösteriler yapıyoruz.
Öğretmenlerimiz bize Atatürk ve 23 Nisan’ı hep anlatıyor.
Ben Atatürk’ü çok görmek istiyorum. Fakat babam ve annem bana bunun mümkün olmadığını söylüyorlar. Çünkü o, çok önceden ben doğmadan, babamın babası ve annemin büyük annesi gibi bulutların üstüne çıkmış. Oradan bizi izliyormuş.
Arkadaşım Ada’yı, babası ve annesi Ankara’da Anıtkabir’e götürmüş. Atatürk’ü görememiş. Ama orada yatıyormuş.
Babam söz verdi. Beni de götürecek. Ona 23 Nisan bayramını bize verdiği için teşekkür edeceğim. Öğretmenlerim anlattı. Babam ve annem kitaplardan bana okudu. Atatürk de bizim gibi çocukmuş. Sonra büyümüş.
Bizi kötü adamlardan kurtarmış.
* * *
Babam beni okula arabayla götürüyor. Ama yolda canım sıkılıyor.Çünkü arabalar gitmiyor.
Çok bekliyoruz.
Ben büyüyünce arabaların beklemesini istemiyorum.
Bir de akşam okuldan gelince babamla parka gidiyoruz.
Ama park çok küçük.
Bir çocuk salıncakta sallanınca, biz bekliyoruz.
Daha fazla salıncak yapılsa çok iyi olur.
Benim bisikletim de var.
Onu çok seviyorum.
Ben büyüyünce çocukların bisiklet süreceği yerler yapacağım.
Size okulda öğrendiğim bir şiirle veda edeceğim. Hoşçakalın.

Haberin Devamı

Atatürk yoktu.
Düşman çoktu.
Atatürk geldi.
Düşmanı yendi.
Bu güzel yurdu.
Bizlere verdi.
Dila Yılmaz (6)


İzmir; uyuyor musun?
HAYROLA İzmir?
Ne oldu size böyle?
Ruhunuzu, heyecanınızı, laikliğinizi, demokratlığınızı, bayrak ve Cumhuriyet sevginizi mi kaybettiniz?
Dün 22, bugün 23 Nisan...
Sizin için önemi yok mu?
Yoksa, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın neyin kutlaması olduğunu mu unuttunuz? Böyleyse, yazıklar olsun hepinize...
Nerede bayraklarınız?
Caddeler, bulvarlar, sokaklarda geçen yıllarda balkonlarımızdan eksik olmayan bayraklarımız niçin bu 23 Nisan’da asılmadı?
Rehavet mi?
Bezginlik mi?
Vurdumduymazlık mı?
Mahalle baskısı mı?
Yoksa “Faşist İzmir” yakıştırmasından mı çekindiniz?
Nedeni ne olursa olsun, hepimize yuh olsun!..
Büyük bir ayıp, büyük bir duyarsızlık örneği...
Doğrusu yakıştıramadım.
Lütfen, ilk işimiz, Türk Bayraklarımızı hemen, ama hiç vakit kaybetmeden balkonlarımıza asmak olmalı.
İnanın, böyle bir günde, koskoca İzmir’i tek -tük bayraklar asılmış olarak görse, Ulu Önder Atatürk’ün kesinlikle kemikleri sızlardı.
Haydi efendiler;
Utandıralım herkesi, donatalım bayraklarla İzmir’i...