EGE Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum.
Bornova merkezde oturduğum için işime yürüyerek gidip-geliyorum.
Dün hava hafif yağışlı idi ve akşam üstü kampusten çıkıp Ata Durağı’nın bulunduğu yoldan evime doğru yürüdüm.
Sayabildiğim kadarı ile bastığım en az yedi adet kaldırım taşı yerinden oynadı, pantolonumun paçaları çamur oldu ve ayakkabılarımın içi su ile doldu.
Belediyecilik bu ise hem Bornova hem de Büyükşehir Belediyesi’ni candan kutluyorum(!) Pantolonumu ve ayakkabılarımı mahvettikleri için teşekkür ediyorum(!)
Dr. Hüseyin Günerhan-Ege Üniversitesi...
* * *
Menderes-Alsancak-Halkapınar arasında çalışan Hızlı Tren, dün yolcularını kahretti.
Ne oldu?
Sabah erken seferlerin çoğu yapılamadı.
Trenler yollarda kaldı, binlerce kişi işine-gücüne gecikti.
Neden?
Yağmur yağdı, böyle oldu desem, inanır mısınız?
Hep böyle mi gidecek?
Galiba...
Teknoloji çok yeni, vagonlar ve çekerleri de öyle.
Sistem deseniz mükemmel...
Ama istasyonlar rezalet.
Çatıları elek gibi su akıtıyor.
Her yağmurda tren hattı sular altında kalıyor.
Enerji hatlarında aksamalar oluyor.
Ve bizim “Hızlı Tren” milyonlarca lira harcanan raylı sistem, oluyor “Yavaş ve Çileli Tren...”
* * *
Kentteki günlük yaşamdan iki örnek verdim.
Yerim olsa destan gibi yazacağım ama;
Ne yazık ki bu ve buna benzer binlerce, onbinlerce sorun, sorumluların sorumsuzluklarından kaynaklanıyor.
Kimin umurunda ki Hüseyin Bey’in pantolon paçalarının çamur olması?
Kimin umurunda ki yüzlerce insanın sabahın köründe trenin içinde kalması?
İzmir’de yaşayan bizler, “kaz kafalıyız” ya; Büyükşehir’de yönetime oturtulan, teyzeler, halalar, ablalar da nasıl olsa bizleri “Baş Çoban”ın emriyle güdüyorlar.
Ama bilmiyorlar ki, “sokağın sesi” hiç de umdukları gibi değil.
Farkına vardıklarında da tekrar ediyorum; iş işten çoktan geçmiş olacak.