KOCAOĞLU’NA göre “tarihi” olabilir...
Bana göre “talihsiz” bir konuşma...
CHP için de öyle...
Kimin haklı, kimin haksız olduğunu zaman gösterecek...
Büyükşehir Belediye Başkanı, Bornova CHP İlçe Kongresi’nde hızını alamamış olmalı ki, Ege TV’deki canlı yayında, haklılığını göstermek için yaptığı savunmada, farkında olmadan başka bir tartışmanın kapısını araladı.
Anlattı, anlattı şöyle noktaladı:
“Beni evimde boğmaya çalıştılar. Kim adam, kim şalgam(!) herkese gösterdik...”
* * *
Kocaoğlu kime “adam”, kime “şalgam” dedi?
Haydi, adamı anladık.
Kendisi...
Peki şalgamlar?
Konuşması kendine göre tarihi ya?
Üşenmedim, hem satır-satır, hem de satır aralarını okumaya çalıştım.
Çıkardığım sonuç...
Kocaoğlu’nun “şalgam” diye kastettiği isimler şunlar olabilir:
Sıralıyorum:
İzmir Milletvekili ve Merkez Yürütme Kurulu Üyesi M. Ali Susam.
Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır...
CHP eski İl Başkanı Kemal Karataş...
CHP Bornova eski İlçe Başkanı Ertürk Çapın...
Daha başkaları var mı bilemiyorum?
Hoş, “Genel Başkanı da kastetti” diyenler çok ama, emin değilim.
Çünkü Aziz Bey, bu “şalgam” lafını etmeden önce, üstelik de defalarca Deniz Baykal ile hiç bir sıkıntı ve sorunun olmadığını, neredeyse her ay Ankara’da kendisini ziyaret ederek bilgilendirdiğini, aralarından neredeyse su sızmadığını anlattı, durdu...
* * *
Kim olursa olsun.
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, karşısına rakip bir aday çıkartılsa da CHP’nin bir üst yöneticisi ve milletvekillerine “kim adam kim şalgam gösterdik” diyemez, dememelidir de.
Sadece milletvekillerine mi?
Partilisine de söylememeli.
Sokak ağzı başka, makam ağzı başkadır.
En azından tercih edileceği yer, zaman, kişi ve mekan farklıdır.
Aziz Bey’in yaptığına ise bizim Türçe’de “göz yapayım derken kaş çıkarmak” denir...
* * *
Çocuk yapacağını yapmış...
Hışımla içeri girip üzerine yürüyen annesine ne der?
Hata yaptım?
Bir daha yapmayacağım?
Özür dilerim?
Bir daha olmayacak?
Mecbur kaldım...
Karışmayacağım?
Dikkat ederseniz, Aziz Bey de aynı şeyleri söylüyor.
İnanıyor musunuz?
Çocukların fırsat buldukça hiç yaramazlıktan vazgeçtiğini gördünüz mü?
Zaten Aziz Bey de, “Bir daha olmayacak” demiyor ki?
“62 yaşındayım. Benim de ‘kırmız çizgilerim’ var. Kimse dokunmasın. Duygularım var, inançlarım var” diyor, ekliyor:
“Üzerime gelmeyin!..”
Yani kimse boşuna “bu son” diye umutlanmasın.
Can çıkar, huy çıkmazmış...