2000’li yılların ilk aylarıydı.
Bölge gazetesinde yöneticiydim.
Emektar santral görevlimiz emekliye ayrıldı.
Gecedeki arkadaşımız gündüze geçti, yerine asgari ücretle gece çalışacak bir kişi için ilan verdik.
Beş gün sonra, idare müdürümüze ne yaptığını sordum.
İşin içinden çıkamamaktan dert yandı.
Asgari ücretle, gece bir kişilik iş için, tam 84 kişi başvurmuştu.
* * *
Önümdeki başvuralara tek tek bakınca şaşırdım.
Yüzde 80’i üniversite ve yüksekokul mezunu müracatıydı.
Güzel Sanatlar, Basın Yayın, Hukuk, İktisat, Ziraat Mühendisliği, Halkla İlişkiler, Eğitim Fakültesi, Hemşirelik Yüksekokulu...
11 yıl ilk ve ortaöğretim, dört yıl da üniversite okuyup mezun olduktan sonra, asgari ücretten gece santral memurluğuna razı oluyorlardı.
Resimli başvuru formlarındaki fotoğrafları pırıl pırıldı.
Çoğu da gencecik, bakımlı genç kızlardı.
İçim acıdı.
İdare müdürünü çağırıp, “Seçimi siz yapın” dedim.
* * *
İki gün sonra, sekreterim ısrarla genç bir bayanın benimle görüşmek istediğini bildirdi.
Yoğun iş trafiğine rağmen, bir beş dakika ayırabildim.
Başı önde karşıma oturdu.
Santral memurluğu işini istiyordu.
‘Neden’ diye sordum.
Yirmiyedi yaşında, ziraat mühendisiydi.
Üç yıldır iş arıyormuş. Babası emekli olamadan rahatsızlanmış, işi bırakmış. Annesi günlük temizlik işlerine gidiyormuş. Ev kirasını zor denkleştirdiklerini, gözlerinden yaşlar süzülerek anlattı.
“İhtiyacım var Hamdi Bey!.. Sokaklara düşüp etimi satmak zorunda kalmak istemiyorum” sözleriyle benim de gözlerimi yaşarttı.
* * *
O değil ama ben utanarak bir ziraat mühendisini, asgari ücretten santral memuru olarak işe aldım.
Odamdan 300 liralık bir gece işi bulduğu için sevinçle çıkarken, ben gözyaşlarımı tutamadım.
Zor arkadaşlar...
Bugün, 2000’li yıllara göre benzer okumuş gençlerimizin durumu çok daha zor.
Çoğunluk, fakülte bitirmesine rağmen işsiz. Ne yazık ki ‘boş gezenin boş kalfası’ durumundalar.
Çaresizler...
Çoğu, aldıkları eğitime uygun bir iş bulma umudunu yitirmiş.
“Ne iş olursa yaparım” modundalar.
Üç aylığına asgari ücretle “geçici iş”e bile razılar.
Son olarak park temizliği, yani bildiğimiz “süpürgecilik” yapacaksınız diye ilan edilen ve 30 kişinin alınacağı işe İzmir’de tam 200 üniversite mezunu başvurdu.
Haberi okuyunca, 10 yıl önceki ziraat mühendisi olan genç hanımın başvurusunu anımsadım.
Yine kahroldum.
Ama ne çare; elimden birşey gelmiyor.
İçinizde yardımcı olabilecekler varsa, lütfen bu gençlerimize iş versin.
Çünkü onlar bizim geleceğimiz.
Yarınlarımız...