Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Alsan ne olur, almasan ne olur be Başkan?
Ama inat değil mi?
ESHOT’un başındaki zat, seni yine ikna etmeyi başardı.
“Bedava olmaz, yapmayalım” diye tutturdu.
Hiç kuşkusuz, bunun 150 bin gerekçesini sıraladı.
Kıramadın ve 10 kuruş da olsa, üniversiteli gençlerin kampus içinde taşınmasından para alınmasına izin verdin.
* * *
Alsan ne yazar, almasan ne yazar?
10 kuruş be Başkan, 10 kuruş!...
Zarar ediyorsan, zararını çıkarmaz.
Kar desem; 10 kuruşun hepsi kar olsa ne olur?
Ama anlıyorum:
Yazdık, çizdik ya; bütün sorun bu değil mi?
Öğrenciler istedi...
Gazeteciler istedi...
Hamdi Türkmen yazdı...
“Kurda, kuşa yem etmem” mantığı...
10 kuruş da olsa, “Bedava istediler ama boyun eğmedik, paralı yaptık...”
Yani ‘yigitliğe kara(!) sürdürmedik’ hesabı...
* * *
Şuu, vukuundan beter denir ya...
İzmir’le ilgili yapılan son araştırma sonuçlarına Aziz Başkan‘ın iyi bakmasını, verileri iyi değerlendirmesini öneririm.
Katılımcılara, başta metro olmak üzere Körfez’deki sorunlar, altyapı eksikleri, trafik gibi temel konulardaki görüşleri sorulmuş.
Sonuçlar pek iç açıcı değil.
Örneğin, “Metronun zamanında tamamlanacağına inanıyor musunuz?” sorusuna “Kesinlikle” diyenlerin oranı sadece yüzde 21...
Yüzde 56’nın görüşü ise, “Zamanında tamamlanacak...”
Böyle diyor ama ‘kesinlikle’ sözcüğünü kullanmıyor, yani vatandaş da artık bir ‘açık kapı’ bırakıyor.
Yüzde 23’lük kesim ise “kararsız...”
Araştırma şirketinin, Kocaoğlu’yla ilgili yorumu şu: Ocak ayına göre Başkan Aziz Kocaoğlu İzmir’de ciddi bir güven kaybı yaşıyor...
Bunun, kampus içindeki taşımacılıkta öğrencilerden alınacak 10 kuruşla ne ilgisi var diyeceksiniz?
Doğrudan tabii ki yok.
Ama Aziz Bey’e karşı “güven bunalımında” bir “damlacık” da olsa etkisi var.
Tıpkı 65 yaş kartları, emeklilerin kısıtlanan seyahat hakları ve engellilere getirilen seyahat sınırlaması kararlarında olduğu gibi...
Ya da ESHOT şoförlerinin alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmaları, sık meydana gelen ölümlü ve yaramalı kazalarda olduğu gibi...
Boşuna; “Damlaya damlaya göl olur” denmemiş...
İnşallah damlalar göle dönüşmeden, “birikinti” halindeyken çare bulunur...