Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, yakın tarihte hiçbir büyükelçiye nasip olmayan bir işi başardı: Misafir olduğu ülkede, sadece Dışişleri Bakanı’nın değil aynı zamanda İçişleri Bakanı’nın da kınamasına, hem de sert sözlerle kınamasına muhatap oldu. ABD Büyükelçisi, ülkesinin bir yerden aldığı bilgiye istinaden, İsveç ve Danimarka’da Kur’an yakma eylemlerine misilleme olarak İstanbul’da saldırı yapılmasından kaygı duymaya başlamış ve bunu Türkiye’deki AB büyükelçileri ile paylaşmıştı.

ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh, ülkesinin Türkiye’ye seyahat edecekleri bundan vazgeçmeye çağıran bildirisi üzerine, bir Türk televizyonunda, “Türk makamları ile iş birliği yapıyoruz” demiş ancak muhabirin ısrarlı sorularına rağmen bu işbirliğinin niteliği konusunda bilgi vermemişti. Diplomatik nezakete ve Başkonsolos’un “Amerikan vatandaşlarının güvenliği bizim ve tabii ki benim bir numaralı önceliğimiz. Herhangi bir tehditle ilgili istihbarat aldığımızda, vatandaşlarımızı uyarma sorumluluğumuz var” açıklaması, konunun ciddi olduğu tarzında yorumlanmıştı. Hele Başkonsolos’un “Türk hükümetiyle çok yakın çalışıyoruz” şeklindeki bozuk açıklamasını, “Bu istihbaratı Türk hükumetiyle paylaşıyoruz” diye anlayanlar, meselenin ciddiyetinden şüphe etmemişlerdi.

Haberin Devamı

Daha sonra, ABD, Hollanda, İngiltere ve Almanya’nın ardından Fransa, derken toplam 9 AB ülkesinin İstanbul konsoloslukları art arda kapatıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, bu tedbiri gerektiren istihbarat bilgisinin Türkiye ile neden paylaşılmadığını sorması Dışişleri Bakanlığı’nın bu ülkelerin büyükelçilerini bakanlığa çağırıp, “Ne biliyorsunuz? Anlatın...” diye sorguya çekmesi, ortada bir istihbarat raporu değil bir komplo, Türkiye’de seçim öncesi, mevcut hükumete yönelik bir operasyon olduğu tablosunu çıkarttı.

Eğer bu komplo, dünyaya yeni bir çekidüzen vermek, özellikle “Ortadoğu haritasında İngiltere ve Fransa’nın yaptığı hataları düzeltmek” ve bu arada “Bölgedeki Kürt halkına karşı işlenen haksızlıkları gidermek” üzere Başkan Woodrow Wilson’ın hazırlayıp Paris Barış Konferansı’na sunduğu planı hayata geçirmek üzere kendisini görevli sayan Yeni Muhafazakâr (Neocon) güruhun elindeki ABD Dışişleri Bakanlığı’nda pişirilmişse, bunu önlemek, birinci derecede Büyükelçi Jeff Flake’in göreviydi. Başkan Donald Trump’ı ABD’yi parçalayarak felakete götürmekle suçladığı Senato’daki 2017 konuşması, kimine göre Neocon kabadayılıktan ilkeli-ılımlı bir demokratlığa geçişti; ancak Senato’daki görev süresinin sonuna kadar izlediği yapıcı tutum, onu Trumpçı olmayan Cumhuriyetçiler kadar Demokratlar için de “diplomat” kişiliğiyle tanıtmıştı. Belki de Ankara’ya atanması, onun son iki yılda izlediği “bağımsız” kişiliğin sonucuydu.

Haberin Devamı

Ne var ki “büyükelçi” olarak Flake’in, ABD’nin ”yurttaşlarını korumak” görevi ile Türkiye karşı “operasyon çekme” görevini ayırt edemediği, Neocon kabadayılıktan ilkeli-ılımlı demokratlığa geçişi henüz tamamlamadığı anlaşılıyor. 

Bu, onun açısından diplomatlığa kötü bir başlangıç oldu.