Enflasyon içinde durgunluk: Stagnation + inflation. İlk kez 1970’te duyduk ve rahmetli Prof. Besim Üstünel, neredeyse bir dönem, makro ekonomi dersini bu kavramı anlamaya ve anlatmaya ayırdı; çünkü kendisi bu sırada Süleyman Demirel hükumetinin yerine iktidara gelmeye çalışan Bülent Ecevit ekibinde, ülkenin içine düştüğü enflasyondan kurtarılması için siyaset üretiyordu. Enflasyon, ekonomik büyümenin sonucu olarak biliniyordu. Halkın elinde çok bol para bulunduğu dönemlerde, işsizlik çok düşükken, üretim ve tedarik zincirinde bir aksama olursa denetlenemeyen bir fiyat artış sarmalı doğuyordu. Ancak 1970’lerde işler tersine dönmeye başlamış, bir yandan işsizlik artarken düşmesi gereken fiyatlar düşmek şöyle dursun, tersine yeni bir artış dönemine girmişti. ABD ve dünya ekonomistleri, ekonomik durgunluğa rağmen iki haneli boyuta ulaşan bu enflasyona yeni bir isim takıyordu: Stagflasyon.
ABD şimdi de 6 aylık bir düzelmeden sonra yeniden ekonomik durgunluğa giriyor ancak fiyatlar artmaya devam ediyor. Ekonomistler, bunun yeni bir stagflasyon dönemi olabileceğini söylüyor.
İsim neden bu kadar önemli? Düz enflasyonda, bazen zorlayıcı fiyat ve ücret sınırlamalarına varan, piyasadaki para fazlasını emerek etkisiz hale getirmenin çareleri aranır. Ancak ülke ekonomisi bir yandan da durgunluğa giriyorsa, yatırımların devam etmesini, bozulan tedarik zincirinin onarılmasını sağlayacak surette para arzı önlemleri alınması, yani yatırımcılara bol ve ucuz kredi sunulması gerekir. Durgunluk içinde enflasyon, bu sebeple mücadele edilmesi zor bir durum demektir.
Rusya’nın durumu idare edemediği için yol açtığı Ukrayna savaşı sebebiyle sadece kendi başına değil dünyanın başına sardığı gıda ve enerji krizi belaları, Korona salgınının sebep olduğu küresel tedarik zinciri arızasıyla bütünleşince, küresel bir “Büyük Enflasyon” dönemine girmiştik. Bu felaket, Biden ve Beyaz Saray’a, Savunma ve Dışişleri bakanlıklarına doldurduğu Yeni Muhafazakâr + Küreselci ekibin, bu fırsattan Rusya’yı ve arkasından Çin’i yıkmak için yararlanma kurnazlığıyla birleşti. Ortaya tedavisi aylar değil yıllar alacak bir stagflasyon çıkmaya başladı.
ABD’de (ve dolayısıyla dünyada) büyük üç enflasyonla mücadele (ki bunlardan 1974 ve 1979’dakiler durgunlukla birleşti), 36 aydan uzun sürdü. Beyaz Saray, hala Ukrayna’yı tahrik ve teşviklerinin Rusya’yı yıkamasa bile AB’yi bu yaz yanmaya, gelecek kış da donmaya mahkûm ettiğini görmüyor. Beğenilme oranı yüzde 30’lara düşmüş ABD liderleri, girdikleri girdaptan genellikle çılgınca işler yaparak çıkmak ister. Görünen o ki, Biden ve Demokratlar bu çılgınlığı, sonunda Ukrayna’nın parçalanmasına, AB’nın dağılmasına ve Almanya ile Japonya’nın yeniden silahlanmasına yol açacak siyasetlerde arıyor.
Biden, bir taraftan ülkesindeki stagflasyonu inkâr ederek, bunu ülkesi için, içinden çıkılması çok daha zor bir sorun haline getirecek diğer taraftan bunu ticaret yaptığı her ülkeye de ihraç edecek.
Bizim gibi ülkelerin tez elden kendi karşı önlemlerini almaları ve mesela krediyle döviz spekülasyonuna son vererek, yatırım + ihracat hamlesine kesintisiz devam etmesi gerekiyor.