Bugün Musevi takviminde bir yılın bittiği, yenisinin başladığı Roş Aşana. Bugün, 5000 yıldan beri Museviler tarafından kutlanır. Başlayan ayın adı, bütün dillere Süryanice’den geçen Teşrin’dir. Bizim takvimde öncesi ve sonrası ile iki teşrin vardır. Yahyâ Kemal, “Tenhâ yolun ortasında rüzgâr/Teşrin yapraklarıyla oynar” diyerek, havanın kararsızlığına, rüzgârın oynaklığına değinir.
Bu yılbaşı, Arap-İsrail normalleşmesinin de birinci yıldönümü. Önemli ölçüde ABD’nin emlakçı eskisi başkanı Trump ve onun emlak kralı dünürü ve damadının tesiriyle her ne kadar Filistinlere iş verecek fabrikalar için “Filistin topraklarından yer kapma yarışı” halini almışsa da Arap komşularıyla İsrail’in ilişkilerindeki normalleşme çok önemlidir.
İsrail ile, Mısır ve Suriye dışında savaş halinde hiçbir Arap ülkesi yoktu. Mısır ve Suriye de bu savaşı, resmi hiçbir karar almadan ilan etmişlerdi. Arap komşularının toplam yüzölçümü, İsrail’in 650 katı; nüfusu 50 katı! İsrail’de petrol yok; ama komşularının bir ikisi hariç hepsi petrol zengini. Buna karşılık İsrail’in kişi başına ulusal geliri 18 bin dolar; Araplarınki 3 bin 700 dolar. 1948’den bu yana Arap komşuları 1956’da Sina, 1967’de Altı Gün ve 1973’te Yom Kippur savaşlarında İsrail’e karşı birleştiler ve yenildiler.
İngiltere ve ABD emperyalizmi, önce Filistin topraklarının Osmanlı hakimiyetinden çıkmasını sağladılar ve Türkler Paris Konferansında varılan kararla Sevr ile imha edilmeye çalışılırken, İsrail’e vücut veren anlaşmayı gerçekleştirdiler. Bu anlaşma o kadar adillikten uzak ve hukuk dışı idi ki, acısı bugün hala İsrail’in, sınırları komşuları tarafından tanınmış, itibarlı, benimsenmiş bir ülke olmasını önlüyor. Musevi halkı ne kadar eziyet çekmiş ne kadar sırf dinleri ve etnik kimlikleri yüzünden tümüyle yok edilmek istenmiş bir halk olursa olsun; kuruluştaki bu hatanın cezasını çekmeye devam ediyor. Hani varlıklı bir komşu, evlerinin arsasındaki niza ve kavga sebebiyle bir türlü o zengin evde güven içinde huzur yüzü görmez ya! Aynen öyle, İsrail de 1946’dan bu yana düzeltilmeyen, tersine İngiltere’nin geleneksel aristokrasisinin ince oyanlarından da mahrum bir Amerika’nın, bütün mahareti sığır sürülerini gütmekteki becerisinden ibaret bir kovboy kabalığıyla hareket eden emperyalizmi tarafından giderek daha kronik hale getirilen bir siyaset izliyor. ABD’nin tahrik ve teşvikiyle bütün komşularıyla düşman hale gelmiş olan İsrail, son bir yıldır, bu tutumun yanlışlığını anlamış görünüyor. “İbrahim Anlaşmaları” denen belgeyle atılan ve komşularıyla ilişkilerini normalleştirmeyi öngören bu adımları, Musevi halkı, en büyük tahrikçi, barışın en büyük düşmanı Benyamin Netanyahu’yu işbaşından uzaklaştırarak perçinlemiş oldu.
Musevi halkına, yarın başlayacak 5782 yılının huzur ve barış getirmesini diliyoruz. İsrail yeni yöneticileri ile atmaları gereken ilk adımı atarak, yani Filistin topraklarındaki işgaline son vererek bu yeni yılı gerçekten bir barış yılı haline getirebilir.