Soçi Zirvesi bu kez, beklenen tarzda bir sonuç vermedi; ama Putin’in yeni bir hamlesine tanık olduk. Ancak yine de Erdoğan ile ortak basın toplantısında ortaya yeni şartlar ileri sürerken dahi Putin’in yapıcı bir dil kullandığına dikkat etmek gerekiyor.
Putin’i, her sözü ve eylemi ile beğenmek, baş tacı etmek, Rusofil popülistler için dahi imkansız. Batılı, Sovyet hayranı sosyalistler bile, başka şeyleri eleştirmeseler bile, iktidar değiştiremeyen seçim formülünden sonra Rusya Federasyonu’nun desteklenecek, tutulacak bir yanı olmadığını, makalelerinde, kitaplarında gizlemiyorlar.
Rusya, Ukrayna ve Belarus’un akraba halkları arasında önce rekabetçi bir söylem, ardından, “Senin toprağın-benim toprağım” kavgaları ve nihayet Rusya’nın işgal ve ilhak eylemleri, ABD ve NATO’nun bazı üyelerinin, çok eski “Rusya’yı parçalama” dürtülerinin yeniden harekete geçmesi ile sonuçlandı. Bu üç ülke arasındaki düşmanlığı bir Rusya Savaşı’na çevirmenin kolaylığı, ABD’nin iştihanı iyice kabarttı. Buna, Putin’in kendisinden hiç beklenmeyen bir beceriksizlikle durumu “idare edememesi” eklenince, Karadeniz’i tümüyle içine alabilecek bir savaş tehlikesini getirip, bölge ülkelerinin kucağına bıraktı.
Ancak görünen o ki bu savaşın ciddiyetinden bütün Karadeniz ülkeleri aynı derecede telaşa kapılmıyor ve bunu önlemek için Türkiye kadar çaba göstermiyorlar. Bu ülkelerin başında Rusya var. Soçi’de Putin’in kendinden emin tavrı, aynen ABD’nin Vietnam kepazeliğini tekrar ederek, sivil halkı bombalamak suretiyle Ukrayna’nın gücünü kırmaya çalışan o değilmiş gibi ülkesine uygulanan yaptırımların kaldırılmasını tahıl koridoru için şart olarak ileri sürerek sergilediği cüret, Rusya’nın gerçekten bir büyük tehdit karşısında olduğunu algılamadığı izlenimini pekiştirmiyor muydu?
Tahıl koridoru, Ukrayna için “nakit koridoru” haline dönüştü ve bu durum NATO’da sadece Türkiye’yi rahatsız ediyor. Putin, şimdi Türkiye’nin bu rahatsızlığını, Ukrayna’ya askeri harekata girişmesi üzerine ülkesine konulan ambargoları kaldırtmak, en azından hafifletmek için bir destek manivelası olarak kullanmak istiyor. Putin’in bu noktada iki şeyi hatırlaması gerekiyor. Bu ambargolar, örneğin Rusya’nın tarım ürünü ihracatını durdurma çabası ve uluslararası satışlarda ödeme transferlerinin engellenmesi girişimi, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekatını bir an önce durdurması amacıyla uygulanıyor. Dünyayı bir açlık krizinden korumak için açılan geçici tahıl koridorunu Ukrayna’ya nakit, AB’ye buğday akışı koridoru olmaktan çıkartmak ayrıdır; bu geçici düzenlemeyi, Rusya’ya uygulanan ambargoları topyekun kaldırmak için vesile saymak ayrıdır.
ABD’nin bu ambargoların bir büyük Rusya Savaşına dönüşmesi gibi bir hedefi vardır. Ama bu hedefin gerçekleşmesini önlemek de Rusya’nın elindedir. Rusya şu anda varoluşsal bir tehditle karşı karşıyadır. Putin’in (belki de amacını aşan tercümeyle) batı tarafından hep dolandırıldığı tespiti de yerindedir. Ancak çıkış yolu, Ukrayna’nın karşı teklifini beklemeden harekata hemen son vermekten geçiyor.
Putin’in ABD’nin elinden Rusya’nın saldırgan taraf olduğu argümanını almaktan başka çaresi yoktur.