Ermenistan Parlamentosu, hükumete --kendisini “müttefik” statüsünde gören tek ülkenin— Rusya’nın devlet başkanı Putin’i tutuklayıp La Hey’e göndermeye yetki veren Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) katılma kararını onayladı. UCM, Birleşmiş Milletler’in bir parçası değil, tamamen müstakil ve anlaşmasını şu ana kadar 123 ülke imzaladı; ama bu ülkeler arasında Roma Statüsü denen anlaşmayı henüz parlamentoları onaylamamış olan 20’ye yakın ülke var; ABD ve Rusya da bu ülkeler arasında. 40 ülke ise anlaşmayı imzalamadı. Bu ülkeler arasında Çin ve Türkiye de var.
1919’da ortaya atılan Uluslararası Ceza Mahkemesi fikri ancak 1998’de bir anlaşmaya dönüştü ve 2002’de yeterli sayıda ülkenin anlaşmayı onaylaması ile mahkeme çalışmaya başladı. Kuruluş anlaşmasına göre bu mahkeme, hakkında soykırımı, savaş suçu, insanlığa karşı suçlar ve saldırganlık gibi iddialar bulunan bireyleri yargılıyor. Bu güne kadar 31 dava açıldı; 40 sanık yargılandı. (Sırbistan devlet başkanı Slobodan Miloseviç’in yargılanması için anlaşmanın onaylanmasının birkaç ay beklendiğini hatırlıyor olmalısınız.)
Mart ayında Ukrayna, Rusya lideri Putin ile Rusya Çocuk Hakları Komisyonu başkanı Maria Lvova-Belova’yı Ukraynalı çocukları kaçırarak savaş suçu işledikleri iddiasıyla mahkemeye verdi; mahkeme bu iki “sanığın” tutuklu yargılanmasını kararlaştırdı. O günden beri Putin UCM anlaşmasını onaylamış ülkelere ayak basmıyor.
Ermenistan, sanki UCM’nin Putin kararını bekliyormuş gibi, karardan birkaç gün sonra Roma Statüsünü onaylamak üzere harekete geçti ve bu hafta başı itibariyle, Ermenistan da Putin için yasaklı ülkeler arasına girdi.
Davanın özü bir tarafa! Bu mahkemenin kimlerin işine yaradığı da bir tarafa! Ele alınması gereken konu başka!
Ermenistan’ın bu anlaşmayı onaylayarak Putin’i tutuklamak üzere adım attığı belli olunca, Rusya devlet başkanı sözcüsü Dmitriy Peskov, “Bu son derece hatalı oldu!” şeklinde açıklama yapmıştı. Ancak bu açıklamadan kısa bir süre sonra, aynı zat, Ermenistan’ın Zengezur Koridorunun açılmasını 2021’de kabul ettiğine dair Azerbaycan açıklamasına “Yok öyle değil! Ermenistan sadece iletişim kanallarının açık tutulmasını kabul etti!” diye açık seçik gerçeklere aykırı ve ayan beyan Ermeni yanlısı bir tutumu yansıtan açıklama yaptı.
Bu “Biz hala Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı tutuyoruz!” derlerse, Ermeni parlamentosu Putin’i tutuklamak için zemin hazırlamaktan vaz geçeceği tarzında bir hüsnü-kuruntu ifadesi miydi? Yoksa Zengezur Koridorunun Nahçıvan yoluyla Türkiye’yi Azerbaycan’a ve tüm Türk Dünyası’nı birbirine kara yoluyla bağlayacağı korkusunun bir dışa vurumu mu idi? Bunu anlamak mümkün değildir. Rusya’nın bütçesi ABD Kongresi tarafından sağlanan sözde Suriye Demokratik Güçleri, gerçekte PKK’nın bir şubesi olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava) denen terör yuvasını neden desteklediğini anlamanın da mümkün olmadığı gibi.
Ermenistan, ABD yönetimi ile, Rusya’ya karşı güney cephesinde yer alma niyetini çoktan belli etti. Ama Putin Ermenistan’ın bu düşmanca tavrını görmezden geliyor.
Artık ilk Erivan ziyaretinde Paşinyan’a anlatır kendisini ne kadar sevdiğini!.