Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

En şifalı meyvelerden ama ne yazık ki Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen narlarda limitin çok üstünde tarım zehri kullanıldığını öğreniyoruz. Nedeni de ilaçlamanın kurallara uygun yapılmaması.

Zehir nara nasıl bulaşıyor

İşte Avrupa Birliği Gıda Alarm Sistemi. Geçen hafta sisteme düşen uyarıya göre, Türkiye’den gönderilen narda tolere edilebilir limiti onlarca kat aşan 5 farklı tarım zehri var. Hatta 12 yıl önce yasaklanan “fenvalerate” bile o zehirler arasında. Antioksidan açısından en yararlı meyve olan narın, âdeta zehir kokteyline dönüştüğünü anlıyoruz uyarıdan. Peki, bu nasıl oluyor? Çünkü çiftçi, ruhsatlı; yani kullanımına izin verilen tarım zehrini ya eksik ya da yanlış kullandığı için, zararlılara çare bulamıyor. Bunun üzerine de yasaklansa bile bir şekilde ulaşılabilen kimyasallara yöneliyor. Bunu anlatan Antalya’da bu yıl düzenlenen Nar Festivali’nde yetiştirdiği narla birincilik ödülüne layık görülen nar üreticisi Serdar Dülger.

Haberin Devamı

Pas ve lekeler kaçınılmaz oluyor   

Dülger, 15 dönüm alanda nar yetiştiriciliği yapıyor. O da bizim zehir ama çiftçinin “ilaç” dediği, pestisitleri kullananlardan. Pestisit kullanmadan kaliteli nar yetiştirilemeyeceği görüşünde. Kimyasal kullanılmaması halinde narda pas ve lekenin kaçınılmaz olacağını, meyvede kalitenin sağlanamayacağını savunan Dülger, ruhsatlı pestisitlerin talimatlara uygun şekilde kullanılması halinde, kalıntı sorununun yaşanmayacağını belirtiyor. Geçen yılki ürününde hiç kalıntı problemi yaşanmamış. Bu yılki ürünü için de analizlerin yapılmak üzere olduğunu kaydeden Dülger, nar üreticiliğinde bir yetiştirme döneminde yaklaşık 20 günde bir ilaçlama yapılması gerektiğini anlatarak, hasattan 15 gün önce kesinlikle ilaçlamanın sonlandırılması gerektiğini söylüyor.

Zehir nara nasıl bulaşıyor

Antalya’da bu yıl düzenlenen Nar Festivali’nde yetiştirdiği narla birincilik ödülüne layık görülen nar üreticisi Serdar Dülger.

İhraç edilenlerden öğrenebiliyoruz

Tabii asıl mesele, bu özeni her üreticinin gösterip göstermediği. İşte bu noktada Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği kalıntı denetimlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Biz tüketiciler olarak maalesef bu denetimlerin sonuçlarına vakıf değiliz. Çünkü bakanlık, yıllardır bu sonuçları kamuoyuyla paylaşmıyor. Ancak ihraç edilen meyve veya sebzelerde yapılan analizlerin sonuçlarını öğrenebiliyoruz. Bu nedenle iç piyasada tüketilen ürünlerle ilgili kalıntı endişesi her daim sürüyor.

Haberin Devamı

Diğer yandan tarım zehri kalıntılarına ilişkin yapılan bilimsel çalışmalar da, bu endişenin aslında ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor.

Zehir narın suyuna da geçiyor

Daha önce bu köşede yer verdiğim bir çalışma, Ege Bölgesi’nde yetiştirilen her 2 sebze-meyveden 1’inde tarım zehri kalıntısı saptandığını göstermişti. O çalışmada incelenen nar örneklerinde, 11 farklı çeşit pestisit bulunmuştu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı’nda gerçekleştirilen bir yüksek lisans tezi de, nardaki zehrin suyuna da geçtiğini gösteriyor. İncelenen nar sularının bir bölümünde, çocuklar için akut risk yaratabilecek imazalil ve chlorpyrifos kimyasalları saptanmış. Farklı meyvelerden elde edilen 93 meyve suyu örneğinin 25’inde pestisit kalıntısına rastlandığını ve örneklerin 7’sinde yasaklı pestisitler tespit edildiğini de not düşelim.