Soya küspesi, ortalama yüzde 40 protein içeriğiyle tavukların beslenmesinde vazgeçilmez bir rol oynuyor
Yumurta zam şampiyonu oldu. Sadece birkaç ayda fiyatı ikiye katladı. Organiği 2 liraya dayandı, konvansiyoneli 1 lirayı geçti. Peki, ne oldu da yumurta bu kadar pahalandı? Yumurta üreticilerine göre zammın başlıca nedeni soya.
Soya, tavuk yem karışımları için en önemli bileşen. Soya küspesi, ortalama yüzde 40 protein içeriğiyle tavukların beslenmesinde vazgeçilmez bir rol oynuyor. Büyük ölçekte kümes hayvancılığı yapan her işletme, soyayı yurt dışından temin etmek zorunda. Çünkü mevcut soya üretimimiz, 1 aylık ihtiyacımızı dahi karşılayacak düzeyde değil. Çoğu hayvan beslenmesinde kullanmak üzere her yıl yaklaşık 2.5 milyon ton soya ithal ediyoruz. Üstelik bu soyanın neredeyse tamamı GDO’lu!
Konuştuğum yumurta üreticileri, geçen yıl eylül ayında kilosu 2 buçuk lira olan soya küspesini şu an 5 liraya aldıklarını belirterek, bu fiyat artışının haliyle yumurtaya da yansıdığını savunuyor. Tabii zamda, ambalaj, nakliye ve işçilik giderlerindeki artış da etkiliymiş. Hatta Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Başkanı İbrahim Afyon’a göre, bugün 1 liranın altında yumurta satılması pek de mümkün değil. 1 beyaz yumurtanın ortalama 220 gram yemle üretildiğini ve bu maliyete 10 kuruş ambalajlama, nakliye, aracı ve KDV gideri eklendiğinde yumurtanın en az 90 kuruşa mal olduğunu belirten Afyon, “Soya gibi girdilerin bedelini biz belirleyemediğimiz için yumurtanın değerini de biz belirleyemiyoruz” diyor.
İkinci ürün
Peki, yeterli soyayı üretip, yumurtanın fiyatını biz belirleyemez miyiz? Kendi ülkemizde üretip kendi çiftçimize kazandırmak varken neden ABD’nin GDO’lu soyasını alıyoruz? Aslında bunun da nedeni fiyat. Çünkü çiftçi, daha fazla para kazanabileceği ürün varken soyayı tercih etmiyor. Bugün Türkiye’de soyanın yüzde 80’i Çukurova’da üretiliyor. Soya, bölgede ikinci ürün olarak ekiliyor. Zaten ikinci ürün olmaya da oldukça elverişli. Toprağı azotla zenginleştirdiği için daha sonra ekilecek tohumların verimini artırıp, gübre tasarrufu sağlayan bir bitki soya. Ancak buna karşın Çukurova’da çiftçi ikinci ürün olarak soya yerine pamuk, yer fıstığı ya da susama yöneliyor. Çünkü soyanın destekle kilosu 3 lirayken, susamın kilosu 15 lira.
Soya yaygınlaşamadı
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da, rakiplerinin güçlü olması nedeniyle bölgede soyanın yaygınlaşmadığını belirterek, “Bir üretim planlaması yapılarak destek artırılırsa çiftçi soyaya yönelir, üretim de bir miktar artar. Ama yüzde 100 kendimize yeterli olmamız mümkün değil. Ovada narenciyeyi söküp, sebze seralarını kaldırıp soya mı üreteceksiniz? Çiftçi birim alanda narenciyeden, meyveden, soyanın 10 katı para kazanıyorken neden soya eksin? Bir şeyi artırırsanız mutlaka diğeri eksik kalır” diyor.
GDO’suz ama!
Yerli soya tohumu üreterek bölgedeki tarıma yön veren Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Abdullah Çil ise GDO’suz soyanın pahalı diye yem olarak tercih edilmediğini söylüyor. Enstitü olarak 6 yerli soya çeşidi ürettiklerini anlatan Çil, yerli soyanın GDO’suz olması nedeniyle insan gıdası olarak talep gördüğüne dikkati çekiyor.
Çinlilerin ‘Kutsal Bitki’ olarak gördükleri ve sağlık etkisinden dolayı mutfaklarından eksik etmedikleri soyanın, bu topraklarda GDO’suz ekilip biçilmesi aslında önemli bir imaj. Çünkü bugün sütten una, sostan katkı maddesine soyanın girmediği gıda yok. Belki ‘GDO’suz soya’ imajını öne çıkararak soyanın tarlada alternatifleriyle rekabet edebilir olmasını sağlayabiliriz.