Bizzat Atatürk’ün direktifiyle 1926 yılında kurulan Sakarya’daki Mısır Araştırma Enstitüsü, geliştirdiği yerli ve kaliteli tohumlarla hem mısır hem de buğdayda dışa bağımlılığı azaltma adına stratejik bir rol oynuyor
Sakarya yemyeşil bir tarım kenti. Şehrin yarısı tarım alanı. Her iki çalışandan biri tarım işkolunda istihdam ediliyor. 5 büyük ovada ayvadan kiviye, mısırdan enginara farklı iklimlere uygun çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirilebiliyor. Verimli ovalarda sulamaya gerek olmadan bir sezonda ikinci ürünün yetiştirilebilmesi de cabası. Kentin başlıca tarım ürünleri ise fındık, ayva ve mısır. Ayva üretiminde Geyve ilçesi, coğrafi tescilli ayvasıyla artık bir marka olmuş. Pamukova’da ayva üretimi oldukça yaygın. Pazardaki her iki ayvadan biri Sakarya’dan geliyor. Yazın habercisi ayva çiçeklerinin açması, kentin siluetini de değiştiriyor. Sakarya Nehri’nin içinden geçtiği Pamukova ve Geyve ovalarının bulunduğu havzanın mikroklima özelliği, narenciye dışındaki tüm ürünlerin üretimini mümkün kılıyor. Diğer yandan şehrin kuzeyinde ise yaygın olarak fındık bahçeleri var. Adapazarı, Akyazı, Hendek, Kocaali ilçelerindeki fındık verimi ülkenin ilk sırasında.
Eşsiz bir kurum
Sakarya, mısır üretiminde de ciddi potansiyele sahip. Kentin en büyük şansı; Atatürk’ün direktifiyle Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan Mısır Araştırma Enstitüsü gibi eşsiz bir kuruma sahip olması. Yerli mısır, buğday, kabak ve fasulye çeşitlerini geliştiren merkez, verimliliği yüksek mısır ve buğday tohumlarıyla dışa bağımlılığı azaltma adına önemli bir misyon üstlenmiş. Merkezin uzun yıllar üzerinde çalışarak geliştirdiği Ada, Sakarya, Aga, Adasa, Kompozit Arifiye, Kompozit Şeker isimli tohumlar, GDO ile anılan mısırda çiftçi ve tüketiciye yerli tohum güvencesi sunuyor. Altuğ ve Nusrat gibi yerli buğday çeşitleri de çiftçiler için verim garantili yerli tohumla ekmeklik buğday üretimini mümkün kılıyor.
Avrupa başkentlerini süslüyor
Sakarya’nın bir diğer gözdesi de süs bitkisi. Özellikle ve ağaç ve çalı bitkileri üretiminde ülke lideri olan kent, son yıllarda Avrupa başkentlerinin park ve bahçelerini de süslemeye başladı. Yetiştirilen süs bitkisi fidanları, artık bölge için önemli bir ihracat ürünü. Çalı zaten şehrin DNA’sında var. “Süpürge darısı” olarak anılan sorghum bitkisinden elde edilen Sakarya süpürgesi, kentin bir diğer coğrafi işaret taşıyan tarım ürünü. Ancak teknoloji, süpürgenin geleceği açısından ciddi bir handikap. Elektrikli süpürgelerin yaygınlaşmasıyla, süpürgeci esnafının sayısı yüzde 90 azalmış.
Yılda yarım milyar yumurta
İldeki tarımsal gelirde en yüksek pay ise hayvancılık sektörüne ait. Özellikle kanatlı yetiştiriciliği bölgede yaygın. Kent, tavukçulukta Manisa ile yarışıyor. 35 milyonu aşkın kanatlı hayvan, 230 bin kadar küçük ve büyükbaş hayvanın bulunduğu Sakarya’da, yılda yarım milyar yumurta üretiliyor. Gezen tavuk yumurtasının metropollerde popülerleşmesi, bölgede açıkta yumurta yetiştiriciliğine yönelik ilgiyi de artırmış. 7 yıl önce şehir hayatından bunalıp Söğütlü’ye yerleşen gemi inşa mühendisi Koray Nurtuğ da, serbest gezen tavuk yetiştiriciliği yapıyor. Yumurtaları, İstanbul’daki gıda kooperatiflerinde adeta kapış kapış satılıyor. Ekolojik tavukçuluk yaptığını, antibiyotik ve hayvansal atıkların olduğu yem katkı maddelerini kullanmadığını söyleyen Nurtuğ, yumurta sektöründe ise bunların yaygın olarak kullanıldığını vurguluyor. Nurtuğ, “Ekolojik dengeye uygun hayvan beslediğiniz zaman kazanıyorsunuz. Ben talebe yetişemiyorum. Bu tür çiftlikler için bölgede ciddi bir potansiyel var. Çoğalmaları halinde alıcı zaten hazır” diyor.