Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kızılçamların alevlerden korudukları genetik miras, yüzyıllardır olduğu gibi yine bölgeyi bal ormanlarına dönüştürecek. Tabii insan eliyle bu döngü kırılmazsa!

Geçen hafta sonu Marmaris’teydim. Yanan ormanları gezdim. Maalesef tablo çok vahim! Ormana adımınızı attığınızda adeta sönmüş bir mangalın içinde yürüyor gibi hissediyorsunuz. Ayağınızın altında birkaç santimlik kül örtüsü, gözünüzün aldığı her yer kara isle kaplanmış kızılçam gövdeleri… Ağaçların kimi tamamen yanmış, devrilecekleri günü bekliyor. Kimi ise şaşırtıcı bir şekilde alevlerden korunmuş. Hâlâ yeşil dallarıyla karanlığın içinde ışık saçıyorlar. Herkesin umudu da onlarda. Üst bölgelerinde sakladıkları tohumlar (kozalak) sayesinde ormanı yeniden yeşertecekler. Alevlerden korudukları genetik miras, yüzyıllardır olduğu gibi yine bölgeyi bal ormanlarına dönüştürecek. Tabii insan eliyle bu döngü kırılmazsa!

Haberin Devamı

Önemli uyarılar

Ormanda yanan bölgeleri birlikte gezdiğimiz yangın ekolojisi uzmanı Prof. Dr. Ali Kavgacı, tepelerinde tohum bankası bulunan yaşlı kızılçamların alandan çıkarılmaması gerektiğini söylüyor. Yanan bölgelerde kısa sürede kesimlerin başlayacağına dikkati çeken Prof. Kavgacı, şu önemli uyarılarda bulunuyor: “Özellikle tıraşlama dediğimiz düz kesimden kaçınılmalı. Çünkü görüyoruz ki alanda 30’lu yaşlarda ve hâlâ tepesinde tohumları bulunan kısmi yanıklı kızılçamlar var. Bu bireyler sayesinde kızılçam hızla kendini yangın sonrasına adapte edebiliyor. Tohumdan gençleşmenin çok güzel örneklerini göreceğiz burada. Yeter ki, canlılığını koruyan 20’li yaşın üzerindeki ağaçları sahadan çıkarmayalım. Zaten biz hiçbir şey yapmasak bile mart ayında alan çiçeklenip yeşerecek. Şimdi baklagiller toprağın altında bekliyor. Küllerin üzerine yağmur düştüğünde yeşermek için harika bir ortam bulacaklar. Toprağı azotlayıp besleyerek kızılçamlar için hazırlayacaklar. Bu da doğanın mucizesi! Kavrulmuş alanlar çok rahat gençleşecek, tohum atmaya bile gerek yok. Sadece genç kızılçam alanlarında dikim yapmak gerekebilir ya da yangın riskine karşı makiye dönüştürülebilir.”

Haberin Devamı

Ormanın mucizesi

Aşılamaya dikkat!

Gerçekten de Ali hocanın sözünü ettiği onarım sürecinin ilk örnekleri, ormanda yavaş yavaş belirmeye başlamıştı bile. Yanan ağaçların dibinde menengiç ve kuşkonmazların filizlendiğine tanıklık ettik. Tabii bu çalı tipi bitkiler zamanla yerlerini kızılçama bırakacak. Hatta bazı köylüler, kızılçam tohumlarının rahat güneşlenebilmesi için bu tip çalıların temizlenmesini talep ediyor. Bölgedeki bir diğer beklenti de çam balının oluşmasını sağlayan Basra böceğinin (Marchalina hellenica) yanmamış bölgelere aşılanması. Arıcılar bal üretimi için yeni Basralı sahaların oluşturulmasını istiyor. Ancak Basra böceği, orman için zararlı kategorisinde bir tür. Bu türe ilişkin çalışmalar yapan Isparta Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Avcı, aşılamanın mutlaka kontrollü bir şekilde yapılması gerektiği görüşünde. Zira çam balı üretimi için aşılama yapılan Burdur’daki kızılçamlarda ciddi kurumalar yaşanmış. O nedenle Basra böceğinin uyum sağladığı Marmaris’te korunmasının öncelikli olduğunu söylüyor. O da, yanan bölgelerde tıraşlama yöntemiyle kesim yapılırsa geride kalan Basralı ağaçların kaybı nedeniyle ciddi bir gen kaybı yaşanacağına işaret ediyor.

Haberin Devamı

Sanki alev esiyordu

Son olarak bölgede yaşanan tüm bu sıkıntıların küresel ısınmanın tezahürü olduğunu da belirtelim. Hep geleceğe raptiyeliyoruz iklim krizinin sonuçlarını, ama bölge çoktan bu sonuçlarla yüzleşmeye başlamış. Marttan beri damla düşmemiş toprağa. Nem, yangın zamanı son 30 yılın en düşük seviyesine ulaşırken, sıcaklık 50 dereceyi aşmış. Yaşları geçkin köylüler, “Biz bugüne kadar böyle bir sıcak hava dalgası görmedik” diyor. Adeta alev esiyormuş. O alevin er ya da geç hepimizin hayatını derinden sarsacağını unutmamak gerek. Çünkü gezegen hızla ısınıyor!

Ormanın mucizesi