Dünyamızın bu yılki kaynağını tükettik; bir karbon salımı bedeli var; gezegenimiz bu bedeli karşılayamayınca iklim değişiyor, seller öldürüyor, kuraklık göç ettiriyor
İki haftadır 2022’den yiyoruz. Çünkü dünyanın bu yılki kaynaklarını 29 Temmuz itibarıyla sıfırladık. Gezegen bizden 5 ay alacaklı. Gerçi pek de borcumuza sadık sayılmayız. Hatta birçoğumuz borcunun farkında bile değil! Vur patlasın çal oynasın yaşarken tükettiklerinin sınırsız olduğunu düşünüyor. Öyle ya; su hep akacak musluktan. Ekmek her daim çıkacak fırından. Motorlar hep çalışacak, raflar hiç boşalmayacak! Oysa hepsinin gezegene bir bedeli var. Ve bu bedeli epeydir karşılayamıyor gezegen. İşte o yüzden iklim değişiyor. Seller öldürüyor, kuraklık göç ettiriyor. Artık farkına varmamız gereken o bedel; küresel karbon ayak izi olarak hesaplanıyor.
Diyelim ki öğle yemeğinde hamburger yiyeceksiniz. O hamburgerin eti, ekmeği, salatası, nakliyatı, pişirilmesi, servisi için ne kadar karbondioksit salımı yaşanmış, işte buna bakılıyor. Tabii tüm bunların hesabı zor ve karmaşık. Neyse ki yakın zamanda yayımlanan “Muz Ne Kadar Kötüdür?” adlı bir kitap, bu konuda önemli veriler sunuyor. Lancaster Üniversitesi Sosyal Gelecekler Enstitüsü profesörlerinden Mike Berners-Lee’nin kaleme aldığı çalışma, her şeyin gerçek bedelini gösteriyor.
Yaşamın karbon ayak izi
Yiyip içtiklerimizin, gezip gördüklerimizin, kullandıklarımızın, sahip olduklarımızın kaç kilo ya da kaç ton karbondioksite yol açtığını öğrenmek aslında biraz moral bozucu. Zira bir yurt dışı tatili, yıllık karbondioksit bütçemizin yarıdan fazlasını götürüyor. Ama yapıp ettiklerimizin, karbon emisyon değerini bilmek farkındalık açısından oldukça önemli. Çünkü seçimlerimizle çok daha az karbon ayak iziyle yaşayabileceğimizi anlıyoruz. Mesela ellerinizi yıkadıktan sonra kurutma makinesi kullanırsanız 3 gram, kâğıt havluyla silerseniz 10 gram karbon salımına neden oluyormuşuz. İyisi mi bırakalım güneşte kurusun! Meyve ve sebzeyi mevsiminde yemek, dünyaya verdiğimiz rahatsızlığı azaltıyormuş. Kitaptaki domates örneği bu açıdan oldukça çarpıcı: Temmuzda hasat edilen 1 kilo domates 0.4 kilo karbondioksit eşdeğeri ayak izine sahipken, mart ayında yapay ısıyla üretilen domatesin yaklaşık 100 kat daha fazla salıma neden olduğunu anlatıyor Barners-Lee.
Aslında hiç de kötü değil
Ayrıca hayvansal besinlerin sebze-meyveye oranla çok daha yüksek karbon ayak izi varmış. 1 kilo kuzu etinin 17 kilo, 1 kilo peynirin ise 12 kilogram karbon salımına yol açtığını söyleyelim. Buna karşın 1 kilo muz dünyanın diğer ucundan ithal edilse dahi 400 gram karbondioksite eşdeğer. Yani aslında kitabın adının aksine “muz hiç de kötü değil!” Zaten Barners Lee de, “Muz, karbon ayak izini önemseyenler için harika bir gıdadır. Çünkü doğal güneş ışığında yetişir, uzun mesafe taşınmalarına rağmen sağlam kalır ve neredeyse hiç paketleme gerekmez. 80 gram karbondioksit karşılığında 140 kalori, C vitamini, B6, potasyum ve lif gibi pek çok faydalı içeriği vücudunuza alırsınız” diyor.
“Muz Ne Kadar Kötüdür” Lancaster Üniversitesi Sosyal Gelecekler Enstitüsü profesörü Mike Berners-Lee tarafından kaleme alındı.
Pirincin ayak izi yüksek
Yeni İnsan Yayınları’ndan çıkan kitapta hemen her şeyin karbon ayak izi hesaplanmış. Bir kişinin küresel ortalaması yılda 7 ton karbondioksitmiş. Ancak bir Malavili yılda 100 kilogram salıma neden olurken Londralı 15 ton, Avustralyalı 30 ton salıma yol açıyormuş. İkinci el eşya kullanımı, yeniden değerlendirmek, israfı azaltmak, trafik varsa yola çıkmamak, ışıkları açık bırakmamak gibi önlemler, karbon ayak izini ciddi oranda azaltıyormuş. Bir ilginç anekdot da pirince dair. Kullanılan nitrojen bazlı gübre nedeniyle pirinç neredeyse et, süt kadar karbon salımına neden oluyormuş.
1 bardak su 0.06 kilogram
140 karakterlik bir kısa mesaj 0.014 kilogram
1 internet araması 0.2 gram
Gideceğiniz bir restoranın konumuna bakmak 0.7 gram
Normal bir e-posta 4 gram karbondioksit eşdeğeri (spam e-postalar nedeniyle yılda 20 milyon ton karbondioksit eşdeğeri salım gerçekleşiyor)
1 dakika cep telefonuyla görüşmek 57 gram
Günde 1 saat TV izlemek yılda 35 kilogram
1 plastik poşet 3 gram
1 gömlek ütüleme 25 gram (Haftada 5 gömlek ütülemek 16 kilometre araç kullanmaya denk)
1 kupa çay veya kahve içmek 23 gram (kahveye süt katarsanız 55 gram, suyu ihtiyacınızdan fazla kaynatırsanız 20 gram daha ekleyin)