Dün, “Dünya Kar Günü”ydü. Bu yıl kendisi olmadan gününü kutladık. Kayak merkezlerinde görebilen şanslı azınlık ise ancak yapay karla yetindi. İklim krizi önlenmedikçe artık pek çok bölgede sadece ve sadece yapay kar göreceğiz. Aynı bugün olduğu gibi!
Biliyorsunuz, sıcak hava dalgaları ve kuraklığa bağlı yaşadığımız “kar hasreti”, bu yıl kış turizmini altüst etti. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’daki birçok kayak merkezi, pistlere kar düşmeyince sezonu açamadı. Açanlar da yapay kar üretebilen tesisler oldu. Ancak yapay kar, her ne kadar günü kurtaran bir çözüm olsa da, yaşadığımız iklim krizini derinleştiren bir yöntem olarak nitelendiriliyor. Kar üretebilmek için hem su hem de yüksek enerji kullanımı, çevre aktivistleri ve iklim uzmanlarının itiraz ettikleri önemli konuların başında geliyor.
Yapay kar, kar pistlerine borularla taşınan suyun, basınçlı oto yıkama makinelerine benzer sistemlerle havaya püskürtülmesiyle üretiliyor. Tabii yapay kar üretebilmek için de hissedilir hava sıcaklığının en az eksi 3 dereceye ulaşması ve piste yakın bir mesafede su kaynağının bulunması gerekiyor. Yani su ve soğuk hava bir arada olmazsa yapay kar elde edebilmek de mümkün değil. Belki bugün için söz konusu değil, ama gelecekte her iki şartı da sağlamak çok daha zorlaşabilir. Çünkü küresel iklim değişikliği nedeniyle sıcaklık ortalamaları giderek artıyor ve su kaynakları yok oluyor.
Kar makinelerine bağımlılık
Kayak turizminin devamı amacıyla bulunan bu yapay çözüm, diğer yandan iklim değişikliğine yol açan etkenler açısından da tartışma konusu. Zira bir araştırmada, yapay kar üretmek için ihtiyaç duyulacak su miktarının, yüzyılın sonuna kadar yüzde 50 ile yüzde 110 oranında artabileceğini öngörülüyor. Bu durum, su kaynakları üzerinde daha büyük bir baskı anlamına geliyor. Öte yandan her geçen sezon kışların daha da ılımanlaşması, yapay kar makinelerine yönelik bağımlılığı artırıyor. Bugün İtalya’daki kayak tesislerinin yüzde 95’inin, Avusturya’dakilerin yüzde 70’inin, Fransa’dakilerin ise yüzde 65’inin ayakta kalabilmek için kar makinelerine bağımlı olduğu belirtiliyor. Yapılan bir hesaplamaya göre, Alpler’deki kar makineleri, yarım milyon ailenin 1 yıllık enerjisini tüketiyor. Eğim hazırlama ve bakım için kullanılan araçlardan kaynaklı emisyon da cabası!
Bakteri bile kullanılıyor
Öte yandan, yapay karlamaya yönelik bir diğer itiraz da kar püskürtülen topraklarda kimyasal kirlilik yaşandığına yönelik tespitler. Bazı tesislerde, yapay karlamayı yoğunlaştırmak için bakteri kullanılıyor. Bu bakterilerin çevreye potansiyel etkileri ise soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Uluslararası Kayak Federasyonu (FIS) Komite Üyesi Seyhan Muratoğlu, çevrecilerin itirazları nedeniyle Avusturya’da bakteri kullanımının yasaklandığını söyledi. Bakterinin suyun yoğunluğunu artırmak amacıyla ya su kaynağına ya da pompalama esnasında eklendiğini anlatan Muratoğlu, “Eklenen malzeme kimyasal değil. Su arıtmak için kullanılan bakteri grubundan biri. Ama bazı çevreler, “arazinin doğal yapısında olmayan bir bakteriyi doğaya yayıyorsun” diye itiraz ediyor. Avusturya’da yasak ama Fransa ve İsviçre’de serbest. Türkiye’de de bir tesis bu yıl bu bakteriyi kullandı. Zaten yapay karlama olmasa şimdiye kadar hiçbir tesis açılış yapamazdı” diyor. Tabii bir başka açıdan kayağın sadece bir eğlence değil, aynı zamanda spor dalı olduğunu da unutmamak gerek. Bu sporun sürdürülebilmesi dahi birçok pistte yapay karlamaya bağlı. Ama iklim değişikliğinin etkilerine yönelik yapay çözümlerden çok kalıcı çözümlere odaklanmamız gerçeği de apaçık ortada. Sürdürülebilir bir gelecek için turizmi de mutlaka çevreci planlamak gerekiyor. Emisyonu azaltacak doğa yürüyüşü, bisiklet turu, koşu yarışmaları, yerel festivaller gibi turizm seçenekleri de karsız dönemlerde tesisler için çevreci alternatifler olabilir.
Merkezlerdeki kar kalınlıkları
Türkiye’deki kayak merkezlerinde kar kalınlıkları pistlerin açılmasına yetmiyor. Bu hafta itibarıyla sadece Isparta Davraz’daki kayak merkezinde doğal kar kalınlığı (67 santimetre) kayak sezonunun açılması için yeterli durumda. Uludağ, Sarıkamış, Erciyes, Palandöken, Kartalkaya gibi yoğun rağbet gören merkezlerde kar kalınlıkları 50 santimetrenin oldukça altında. Bu merkezlerin bazılarında sezon, yapay karla açılabildi. Yapay kar teknolojisinin olmadığı merkezlerde ise kar yağışı bekleniyor.