Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mikroplastik Araştırma Grubu’na göre kredi kartı büyüklüğünde plastik tüketildiği savı, bilimsel araştırmaların yanlış yorumlanmasından kaynaklanmış

Plastik kirliliği en büyük çevresel sorunların başında geliyor. Özellikle tek kullanımlık plastik ürünler, hem doğaya hem de sağlığımıza ciddi oranda zarar veriyor. Plastik ambalajda saklı hemen her gıdadan metabolizmamıza plastik parçacıkları sirayet ediyor. Mesela PET şişeden her su içtiğimizde bir miktar da mikroplastik yudumluyoruz. Yine aynı şekilde streç filmlere sarılı peynir ve etler, plastik kaplardaki süt ve ayranlar, karton bardaktan içilen kahveler, konserve gıdalar mikroplastik kaynakları. Bu tip ürünleri sıklıkla tükettiğinizde ve günlük yaşamınızda tek kullanımlık plastikleri tercih ettiğinizde, vücudunuzdaki mikroplastik yükü de artacaktır.

Haberin Devamı

“Aman canım zaten her hafta bir kredi kartı büyüklüğünde mikroplastik tüketiyoruz, varsın biraz daha tüketelim” demeyin! Zira başta sosyal medya olmak üzere birçok kaynakta sıklıkla dile getirilen “Her hafta bir kredi kartı büyüklüğünde plastik yutuyoruz” iddiasının bilimsel bir temeli yokmuş. Plastik kirliliği alanında çalışan bilim insanlarının kurduğu Mikroplastik Araştırma Grubu’nun paylaştığı “Plastik yalanları”na göre, kredi kartı büyüklüğünde plastik tüketildiği savı, bilimsel araştırmaların yanlış yorumlanmasından kaynaklanmış.

Her hafta bir kredi kartı yiyor muyuz

WWF’nin 2019 yılında yaptırdığı bir çalışmada insanların yediği ve soluduğu mikroplastiklerin kütlesiyle ilgili gerçekçi değerlerden çok daha yüksek tahminler yer almış ve WWF’nin çalışmadaki en yüksek tahmini vurgulamasıyla böyle bir “plastik miti” oluşmuş. Mikroplastik Araştırma Grubu ise insanların günde birkaç yüz küçük plastik parçacığı tüketebileceğine dikkati çekerek, bu parçacıkların kütlesinin de en fazla birkaç miligram olabileceğine vurgu yapıyor.

Yine bir başka mit de, son dönemde sıkça duyduğumuz “2050 yılına gelindiğinde okyanuslarda balıktan çok plastik olacak” iddiası… Mikroplastik Araştırma Grubu’na göre bu ifade de mevcut araştırmaların yanıltıcı bir şekilde yorumlanmasından kaynaklanıyor: “Şu anda okyanuslarda ne kadar plastik olduğunu ve 2050 yılında ne kadar olacağını tam olarak bilmiyoruz. Aynı şekilde 2050’de okyanuslarda ne kadar balık olacağı da belirsiz! Bu iddia, Dünya Ekonomik Forumu, Ellen MacArthur Vakfı ve McKinsey&Company tarafından yayınlandıktan sonra geniş bir yankı uyandırdı. Ancak, BBC’den Leo Hornak’ın 2016 yılında yaptığı mükemmel gerçek kontrolü, bu iddianın güvenilir bir bilimsel temele dayanmadığını gösterdi. İddiayı destekleyen araştırmacılar, plastik miktarını 2050 yılına kadar tahmin etmenin sağlam bir bilimsel yaklaşım olmadığını ve balık stokları için güncel verilerin eksik olduğunu belirttiler.

Haberin Devamı

Büyük adalar

Plastik söz konusu olduğunda sıklıkla gündeme gelen bir diğer mit de “Okyanusta plastik adası oluştu” savı. Mikroplastik Araştırma Grubu, bunun da doğru olmadığına işaret ediyor: “Okyanuslarda ülkeler veya kıtalar büyüklüğünde ‘plastik adalar’ yoktur. Plastiğin nehirleri, gölleri, toprağı ve havayı kirlettiği gibi okyanusları da kirlettiği doğrudur. Ancak, okyanus yüzeyindeki plastik büyük adalar oluşturacak kadar yoğunlaşmamıştır. Okyanuslardaki plastik kirliliği küçük mikroplastik ve nanoplastikten kaynaklıdır ve büyük mesafelere yayılır.”

Haberin Devamı

Aslında bu tip mitler, dikkatleri plastik kirliliğine çekmek açısından faydalı görülebilir. Ancak diğer yandan sorunu devleştirip insanları yılgınlığa ve çaresizliğe de sevk edebilir. “Zaten her şey o kadar kirlenmiş, ben ne yapabilirim” tuzağına düşmeye gerek yok. Bireysel seçimlerle hem plastik kirliliğini azaltmak hem de mikroplastik tüketiminden kaçınmak mümkün.