Birçok kişinin dokunmaktan çekindiği yosun, yakın gelecekte gezegenin ilacı olabilir. Oksijen kaynağı, karbondioksiti çekiyor; yosundan hayvan yemi, biyogübre, biyodizel ve biyojet yakıtı üretilebiliyor; Omega 3-6 kaynağı, bazı türleri yüzde 75 oranında protein içeriyor
Sarsıcı bir salgın deneyimi yaşıyoruz. Yaşamlarımız, önceliklerimiz, beklentilerimiz, hiç hesapta olmayan bir virüsle baştan aşağı değişti. Artık dünya, bildiğimiz o eski küre değil. Doğrudan ya da dolaylı sebep olduğumuz değişimler, acı bir fatura koydu önümüze. Ve biliyoruz ki, doğal dengeyi önemsemeden yaşamayı sürdürürsek o fatura iyice kabaracak. Tek kurtuluşumuz; bugünden yarına doğayla barışık bir yaşamı tasarlamak.
Buna dair oldukça ümit verici bir çalışmadan bahsetmek istiyorum bu hafta. Yosunla dünyanın önemli sorunlarına çözüm bulma arayışından. Birçok kişinin dokunmaktan çekindiği yosun; yakın gelecekte gezegenin ilacı olabilir. Bugün en hayati sorunumuz olan küresel ısınmayı geriletebilir mesela. Çünkü büyümek için besin olarak dünyayı ısıtan karbondioksiti kullanıyor. Ayrıca gezegeni griye boyayan fosil yakıtlara da iyi bir alternatif. Bir de plastik kirliliği var tabii. Gezegenin baş belası. Bugünlerde maalesef daha çok kullanıp atıyoruz. Neyse ki plastiğin yerini de yosundan üretilen materyaller alabiliyor. Eşya taşıdığınız poşetin toprağa besin olduğu, meşrubat içtiğiniz bardağı yiyebildiğiniz bir dünya mümkün. Bazı laboratuvarlar şimdiden üretime geçti bile. Ayrıca gelecekteki olası gıda krizini de yosundan yapılacak hamburger ve yumurtayla önlemek muhtemel.
Yosunun avantajları
Bu fütüristik çözümler belki size fazla bilimkurgu gibi gelmiş olabilir. Emin olun değil. Hatta yosundan yakıt, gıda, kozmetik ve gübre üretilen bir merkeze dahi sahibiz. O merkez, Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos Sarıtepe kampüsünde kurulan İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi (İMBİYOTAB). 2 bin 400 ton yosun üretim kapasitesine sahip merkezin başında Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Berat Haznedaroğlu var. Dr. Haznedaroğlu, kendini adeta yosun çalışmalarına adamış. Ona göre gezegenin kurtuluşu yosunda:
“Dünya şu an fosil enerji kaynaklarıyla dönüyor. Ama 50-100 yıl içerisinde bu kaynaklar tükenecek. Hızla fosil tabanlı ekonomiden, biyolojik kaynakların kullanıldığı sürdürülebilir bir ekonomiye geçmeliyiz. Seçenekler arasında en elverişli biyolojik kaynak ise yosunlar. 1 metreküp yosun, 100 metrekare ormanın ürettiği oksijeni üretiyor. Ve bu oksijeni üretirken, atmosferdeki 7 bin 500 metreküp karbondioksiti çekiyor. Yüksek büyüme hızları, ekilebilir tarım alanlarına ihtiyaç duymamaları ve üretiminde taze suya gereksinim olmaması da yosunun diğer öne çıkan avantajları.”
Zengin protein kaynağıPeki, yosundan hangi alanlarda faydalanabiliriz? Dr. Haznedaroğlu’nun listesi oldukça kabarık: “Hayvan yemi, biyogübre, biyodizel ve biyojet yakıtı üretebiliyoruz. Ayrıca gıda sanayisinde kullanılan kıvam artırıcı ve boyalar da yosundan yapılıyor. Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinin temel kaynağı yosunlar. Balıklar olmadan da yosundan elde edebiliyoruz. Doğada bilinen en güçlü antioksidan da yine yosunlardan üretiliyor. Diğer yandan bazı yosun türleri yüzde 75 oranında protein içeriyor. Bu da dünyadaki protein ihtiyacının kırmızı etle değil yosunla karşılanmasını sağlayabilir. Biz kendi laboratuvarımızda TÜBİTAK’la birlikte besin değeri yüksek bazı fonksiyonel gıdaları ürettik. Bir de yosundan elde edilen yemeklik yağ var. O da zeytinyağı kadar değerli. Atık su arıtımında da yosun kullanabiliyoruz. Bunlara ek olarak yosundan üretilen biyoçözünür malzemeyle ambalaj ürünleri, su şişesi, yoga matı ve ayakkabı gibi ürünler yapılabiliyor.”