Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Olimpiyatlarda Seine Nehri, görüntüleri çok tartışıldı. Bundan ders çıkarmalıyız; çünkü birçok nehrimiz Seine’den beter. Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın hazırladığı rapora göre 161 su kaynağından 60’ı ‘çok kirli’ su sınıfında.

Paris’teki Olimpiyat Oyunları’ndan geriye bence 2 ikonik görüntü kaldı. Biri malum Yusuf Dikeç duruşu. Diğeriyse Seine Nehri’nde yüzmeye zorlanan yüzücülerin ağız dolusu kusmaları. Yüzmeye zorlanan diyorum, zira Seine Nehri’nin kirliliği daha organizasyonun en başından bu yana tartışma konusuydu. Fransa, kirliliğinden dolayı neredeyse bir asırdır yüzülemeyen Seine Nehri’ni temizlemeyi vadetmişti ancak harcanan 1 buçuk milyar euro’ya karşın nehirde hem ölçülebilir hem de gözle görülebilir kirlilik hâkimdi. Yarışlar öncesi kolibasili oranının yüksek çıkması nedeniyle antrenmanlar yapılamadı ve yarış da bir gün ertelendi. Ertesi gün yarışan sporcuların bazıları sudan çıktığında kusmaya başladı. Sporcular hastalık endişesiyle probiyotik kullanmaya başladıklarını duyururken, Alman yüzücü Leonie Beck, nehirde yüzdükten sonra 9 kez kustuğunu ve ishal olduğunu açıkladı. 

Haberin Devamı

Asıl ‘Seine’ kendine bak

Nihayetinde Fransa Spor Bakanı ve Paris Belediye Başkanı’nın ‘temiz olduğunu’ kanıtlamak için yüzdüğü Seine Nehri, Fransızlar için bir utanç kaynağı oldu. Birçok çevre, nehrin son durumunu alay konusu yaparken, bizde de nehirden yansıyan görüntüleri mizah konusu yapanlar vardı. Aslında yaşanan tablodan en çok ders çıkarması gereken de biziz. Çünkü birçok nehrimiz Seine’den beter. Bırakın nehri koca Marmara’yı bile oksijensizlikten âdeta ölüme terk ettik. Eğer denize deşarj edilen kirlilik önlenemezse belki de Marmara’da kulaç atabilen son nesil olacağız. Dereler ve göllerde durum daha da kötü. 

75 ilde su kirli 

Bizzat Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı rapor, su kaynaklarında yaşanan kirliliğin Türkiye’nin öncelikli çevre sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, su kirliliği toplamda 75 ilde önemli bir çevre sorunu olarak öne çıkıyor. Suyunu kirletmediğimiz sadece 6 ilimiz kalmış yani. En önemli su havzalarında ise suyu âdeta zehirlemişiz. 161 su kaynağından 60’ı “çok kirli” su sınıfında. Her 3 su kaynağından birini âdeta kanalizasyona dönüştürmüşüz. Meriç-Ergene, Susurluk-Gediz, Büyük Menderes, Kızılırmak-Yeşilırmak, Aras ve Ceyhan’dan elde edilen analiz sonuçları oldukça ürkütücü. 

Haberin Devamı

Ergene can çekişiyor 

Ergene Nehri mesela son analize göre suyu çok kirlenmiş, atık su sınıfında. Çevresindeki sanayi kuruluşlarının koca bir nehri zehirlemesine yıllardır göz yumuyoruz. Neredeyse 15 yıldır nehrin temizlenmesine yönelik proje yürütülüyor ama elde edilen sonuç sıfır. Kaynağından tertemiz doğan nehir, hâlâ fabrika atıklarıyla kirleniyor. Zaten su kalitesi izlenen nehir, dere ve göllerde kirliliğin temel sorumlusu da fabrikalar. Ege Bölgesi’nin en önemli su kaynağı Gediz Nehri’nde de suyu atık suya dönüştüren onlar, Büyük Menderes Nehri’ni kimyasal atığa boğarak balıkları öldürenler de! Bakanlık raporunda suların kirlenmesinin temel nedeninin açıkça sanayi kaynaklı atık sular olduğu yazılsa da, kirliliği durdurmaya sadece dönemsel cezalar yeterli olmuyor. Tabii evsel atık sular ve tarım gübreleri kaynaklı kirliliği de es geçmemek gerek. 

Haberin Devamı

Asıl ‘Seine’ kendine bak

En az 60 Seine 

Özetle su kaynaklarını kirletmekte Fransızlardan aşağı kalır yanımız yok. Hatta üstün bile olabiliriz. Ama gelecekte kirletecek su dahi bulamayacağımızı düşünürsek, ağır bir bedelle karşı karşıya kalacağımız kesin. Fransızlar sadece bir nehri 1 buçuk milyar euro harcasa da temizleyemedi. Bizde ise şimdilik 60 tane Seine var. Kirletmek kolay ama temizlemeye para yetmez.