Tarımda yoğun ilaçlama, doğaya hayat veren arıların yaşamına mal oluyor; binlercesi ağaçlar çiçek açtığında tarım zehri yüzünden can veriyor. İlaçlanan ağaçlardaki meyveler soframıza gelmeyecek mi, gıdamıza bulaşmayacak mı?
Pestisit; yani tarım zehri tehlikesine defalarca değindik. Sağlığa etkilerini, çevresel riskleri, nasıl azaltılabileceğini anlattık. Ama geçtiğimiz günlerde art arda gözüme çarpan iki paylaşım, tarım zehirleri konusunda tarlalarda hâlâ ciddi hatalar yaptığımızı gösteriyor. Bu paylaşımlardan biri Bursalı arıcı Halil Bilen’e aitti. Bilen, ovadaki meyve ağaçlarına sıkılan tarım zehirleri nedeniyle binlerce arısının ölmesine isyan ederek fotoğraflarını paylaşmıştı. Üstelik bölgede her “ilaçlama” döneminde tekrarlanıyormuş. Hatta ovadaki arıcılar, ortalığa saçılan zehirlerden ölmesinler diye, ağaçların çiçek açtığı dönemlerde arılarını alıp dağa kaçıyorlarmış. Bölgenin nasıl bir zehre bulandığını varın siz düşünün!
Tabii böylesi yoğun “ilaçlamaya” maruz kalan o ağaçlardaki meyvelerin, soframıza geldiği de unutulmamalı. Düşünsenize arıları öldüren o zehirler, bize neler yapmaz! Eğer kalıntı söz konusuysa ciddi risklerle karşı karşıyayız. Sonuçta bu kimyasalların önemli bir bölümü, kanserojen; hormonal bozukluk, sinir sistemi hastalıkları, alerjik reaksiyonlar ve kısırlık riski de cabası. Ve en savunmasız grup çocuklar; otizm, öğrenme güçlüğü ve IQ kaybıyla ilişkilendirilen pestisitler dahi var. Tehdit bu denli büyükken, doğaya arıları kitleler halinde öldürebilecek yoğunlukta zehir saçılabiliyor. Maalesef o zehirler, dönüp dolaşıp gıdamıza da sirayet ediyor.
Zehir kalıntısında birinci Türkiye
Buğday Derneği’nin bu haftaki paylaşımı da tarım zehirleri karnemizin her geçen yıl daha kötüye gittiğini ortaya koyuyor. AB üyesi ülkelere, Türkiye’den gönderilen tarım ürünlerinin analizlerine dayanan Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) verilerine göre, 2022’de Türkiye kaynaklı tarım zehri kalıntı bildirimlerinin sayısı, 2019’a oranla 4 kat artmış. Geçen yıl, Türkiye’den gönderilen meyve sebzelerde, 311’i pestisit olmak üzere toplam 518 kez tarım zehri kalıntısı saptanmış. Meyve sebzede saptanan limit üzeri pestisit kalıntısında Türkiye birinci.
Biberde, limonda üzümde, armutta
2022’de pestisit bildirimi yapılan meyve ve sebzeler arasında en çok biber, limon, greyfurt, mandalina, portakal, üzüm, asma yaprağı, patlıcan, kabak, domates, karpuz ve armut bulunuyor. Üstelik saptanan bazı zehirler, kullanımı yasaklanan kimyasallar. Dernek, bu tablonun endişeleri artırdığına vurgu yapmış: “İhraç edilen ürünlerde pestisit kaynaklı bildirimlerin artması ve kullanımı sonlandırılan pestisitlere dair bildirimlerin bulunması, iç pazara sunulan ürünlerde daha fazla pestisit bulunabileceğine dair tüketicilerde endişe yaratıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı pestisit kalıntıları konusunda iç pazarda denetimler yapıyor. Alınan numunelerin analiz sonuçları, uygulanan ceza ve yaptırımlara ilişkin bilgiler erişime açık değil. Avrupa’daki gibi ülkemizde de verilerin halkın erişimine açılmasını talep ediyoruz.”
Tohum Takas Şenliği’ne davetlisiniz
Gıdaya yönelik bir diğer endişe de hibrit tohumlar. Toplumun önemli bir bölümü, hibrit tohumlardan yana kaygılı. Bu nedenle küçük alanlarda ürün yetiştirenler ya da balkon veya teraslarında ekim yapanlar, daha sağlıklı ve lezzetli buldukları yerel tohumları tercih ediyor. Yerel tohuma ilgi duyanlar için bu hafta İstanbul’da önemli bir etkinlik var. Kadıköy Belediyesi’nin Yeryüzü Derneği ile düzenlediği 6. İstanbul Tohum Takas Şenliği, bugün Koşuyolu’ndaki Alan Kadıköy’de gerçekleştirilecek. “Yerel Tohumun Önemi” başlıklı söyleşi ile “Tohum ve Gıda Politikaları” konulu panelin düzenleneceği şenlikte, 5 farklı sebze veya meyvenin tohumları ücretsiz dağıtılacak. Şenliğe gelenler, kent bahçelerinde ve köylerdeki üreticilerin kendi ürünlerinden elde ettikleri marul, maydanoz, köy biberi, barbunya, fasulye, kavun karpuz, tere, roka, araka, mısır tohumlarını ücretsiz alabilecek.