"Herkesin üç kişiliği vardır; ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı” der Fransız gazeteci yazar Alphonse Karr.
Kişilik; tam anlamıyla kim olduğumuzun açıklaması. Nerede ve hangi yüzünü göstermek isterse, yani duruma göre ortaya çıkma yeteneğine sahip ve toplumsal rollere yatkınlık konusunda da oldukça becerikli. Aslında kişilik, hayata bakışımızın, beklentilerimizin,
umutlarımızın, tercihlerimizin, düşünce biçimimizin ve daha bir sürü duygunun vücut bulmuş hali. En kabul görmeyen duygulardan, en yüce duygulara kadar geniş bir yelpazede her özelliği taşıyor. İnsanın hamurunda her şeyin var olduğu itiraz götürmez bir gerçek. Üstelik bu öyle bir hamur ki, genetik miras edasıyla nesilden nesile el değiştirebiliyor. Kişiliğimizi şekillendiren en önemli faktör, hamurun nasıl yoğrulduğu. Doğru ellerde, doğru yollarla ve doğru biçimde yoğrulduysanız, yamru yumru kişiliğe sahip olma riskiniz düşük. İstisnalar kaideyi bozmaz, o ayrı tabi. Mesela; aynı anne baba tarafından ve aynı sistemle yoğrulmuş hamurdan, birbirinden çok farklı karakterlere sahip çocuklar yetişebiliyor. Ya da ne bileyim, aynı ağaçta yetişen meyvelerin hepsi aynı lezzette olamayabiliyor.
Yaşadığımız toplumun değer yargılarına, ahlaki, etik, kültürel değerlerine aykırı olmadığımız sürece, bizler uyumlu ve makbul kişilikler oluyoruz. Tersi durumda toplumdan dışlanmış, asosyal varlıklar olarak soyutlanmış hayatlar sürdürmeye çalışıyoruz.
Aslında, ortada gerçekmiş edasıyla arz-ı endam eden çoğu kişilik, sadece ortama uyum sağlayabilmek için başkalarına gösterilen kişilik kesitlerinden birinden ibaret. Maskeli balo misali... Maskeli balolardan ibaret nefes aldığımız şu dünya. Kendimiz olmaktan o kadar uzak, başkası olmaya o denli yakınız ki!
***
İşin acı gerçeği, düşündüğünüz; söylemek istediğiniz, söylediğiniz; söylediğinizi sandığınız; karşınızdakinin duymak istediği; duyduğu; anlamak istediği; anladığını sandığı; ve anladığı arasında farklar, yani kabaca insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal varken, bohçadaki maskeler eksilmez.
***
Peki... Makbul kişi olabilmek için bir çuval dolusu maskeyle gezmek makbul olabilir mi?
İçinde yaşanılan toplumun değerlerine uymak mı, yoksa değerlerinize uyan toplumda yaşamak mı? İşte bütün mesele bu!
Yeni yılınız kutlu olsun
Artılarınızın, eksilerinizin, yanlışlarınızın, doğrularınızın, kısaca sizi siz yapan her şeyin şekillendirdiği kişilik biçiminizi koruyarak kabul gördüğünüz, duymak istediklerini değil de sizin ne dediğinizi duyan, anlamak istediklerini değil de sizin ne anlatmak istediğinizi anlayan kişiliğe sahip insanlarla geçireceğiniz mutlu, mesut, sağlıklı, umutlu, huzurlu, güzel sürprizlerle dolu ve tabii ki koronasız yeni bir yıl diliyorum.