Google amcaya “En çok kitap okunan ülkeler hangileri?” diye sorduğunuzda “Dünya Kültürü Puan Endeksi” ve “DESAM” (Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi) birbirinden oldukça farklı sonuçlar koyuveriyor önünüze. Ben bunlardan ikisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakalım hangisi size daha gerçekçi gelecek.
1- İngiltere merkezli, Dünya Kültürü Puan Endeksi’nin verilerine göre, dünyanın en çok kitap okunan ülkesi unvanı Hindistan’ın. Vatandaş başına haftada ortalama 10 saat 42 dakika kitap okuyor Hindistan. Bunu, 7 saat 36 dakikayla Filipinler, 7 saat 30 dakikayla Mısır, 7 saat 24 dakikayla Çekya ve sırayla İsveç, Fransa ve Macaristan takip ediyor.
Türkiye, 5 saat 54 dakika kitap okuma süresiyle, listenin 18. sırasında.
2- DESAM’ın hazırladığı rapora göre ise, dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21’le İngiltere ve Fransa, hemen ardından yüzde 14’le Japonya geliyor. Amerika, İspanya diye devam eden listede, Türkiye yüzde 0.1’lik oranla 86’ncı sırada.
İngiltere merkezli arkadaşların puan endeks verilerine göre hazırladıkları listeyi pek inandırıcı bulmadım. DESAM’ın hazırladığı rapor da içimi kararttı.
**
Kitap okumayı seven bir millet değiliz bunu biliyorum. Evet, maalesef görmezden geldiğimiz böyle bir defomuz var. İtiraf edip, okumayı sevmiyorum diyemiyoruz ama zamanım yok, zamanım kalmadı, zaman bulamadım veya buna ayıracak param yok gibi argümanlarla bu defoyu meşrulaştırmaya çalışıyoruz. Ayrıca, sanırım biz de kronikleşmiş bir mazeret üretme hastalığı da var.
Hepimiz yapılabilecek güzel şeylerin hayallerini kurarız. Kitap okumaktan tut, seyahat etmeye, spor yapmaya, sinemaya veya tiyatroya gitmeye kadar... Gerçekten istiyormuşuz da zaman bulamıyormuşuz gibi bahaneler üreterek ötelediğimiz bu hayallerin, aslında bize en iyi gelecek zaman dilimleri olduğunun farkına çok geç kalmadan varırız umarım. İnsan gerçekten yapmak istediği her şeye rahatlıkla zaman bulabilir. Hele ki saçma sapan dizilere veya sosyal medyaya saatler ayırabilen bir insan, kişisel gelişimine faydası olacak her etkinliğe, hayli hayli zaman bulur.
Karnemiz zayıflarla dolu!
Kendimiz için okumadığımız gibi çocuklarımıza da kitap okumuyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre, evlerinde çocuklarına kitap okumak için zaman ayıran anne-babaların oranı yalnızca yüzde 20; yani her 5 ebeveynden sadece biri çocuğuna kitap okuyor. Ve maalesef okul çağında çocuğu olan ailelerin yarısından çoğunun da evindeki kitap sayısı toplamda 25’i bile bulmuyor. Yapılan araştırmaların, çocukların kitaptan yoksun olarak büyümelerinin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediğini göstermesine rağmen, bu konuyu ne kadar ciddiye aldığımızı gösteren karnemiz zayıflarla dolu. Çocuklar rol modeli olarak anne ve babalarını örnek aldıklarına göre, kitaplarla olan ilişkimize çeki düzen vermemiz, okumayı hayatın bir parçası haline getirerek not ortalamamızı yükseltmemiz şart. Günde sadece 5 dakikamızı bile okumaya ayırsak ve en azından özel günlerde çocuklarımıza kitap hediye etsek inanın kısa zamanda ışıldamaya başlarız.
UNESCO’ya göre Türkiye, birkaç yıl önce çocuklara kitap hediye etme konusunda 180 ülke arasında 140’ıncı sıradaymış. Pes vallahi, baksanıza bu konuda bile karnemizdeki not zayıf.
Aysim ve Erim şahanesiniz
Geçtiğimiz kasım ayında Bodrum’da, daha önce benzerine rastlamadığım ve herkese örnek olmasını dilediğim şahane bir ilk yaşandı. Aysim ve Erim Öğüt çifti düğünlerinde nikah şekeri yerine kitap hediye etti. Fikir, Erim Öğüt’ün annesi Nevin Hanım’dan çıkmış. Kütüphanelerinde bulunan yüzlerce kitabı kurdeleyle süsleyip düğün salonundaki bir masanın üstüne yerleştirmişler. Gelen misafirler de kıymetli hediyelerini, bu unutulmaz günün hatırası olarak alıp ayrılmışlar düğün salonundan.
Sevgili Aysim ve Erim, size bir ömür boyu mutluluklar diliyorum. Süpersiniz...
HABERİNİZ OLSUN!
Türkiye’de her yıl 1.3 milyon çocuk dünyaya geliyor ve maalesef bu çocukların yüzde 80’i kitap olmayan bir evde gözlerini açıyor. Prof. Dr. Selçuk Şirin, kitaptan yoksun kalan bu çocuklar için ‘1 Milyon Kitap’ adı altında bir sosyal girişimcilik projesi başlattı. Proje, doğduğu andan itibaren bebeklerin, zihinsel gelişimlerini destekleyecek kitaplarla buluşmasını hedefliyor.
Çocukları geleceğe hazırlamak, beyin ve zihinsel gelişimlerini desteklemek için özellikle ilk 36 ayda yapılması gereken en temel uğraşın kitap okumak olduğunu belirten Şirin, “Ne yazık ki Türkiye’de 1 milyon evde ya hiç kitap yok ya da çocukların okuyabileceği bir kitap bulunmuyor. Oysa ki ebeveynler olarak yapmamız gereken en temel uğraş onlara kitap okumak” diyor.
1 Milyon Kitap Projesi’nin işleyişi şöyle:
Satın Al: Satın aldığınız her kitap seti için 1 kitap setini de ihtiyacı olan bir çocuğa gönderebilirsiniz.
Havuza At: Dilediğiniz kadar kitap setini havuza atabilir ve ihtiyacı olan çocuklara ulaştırabilirsiniz.
Hoş Geldin Bebek: Yeni doğan bir bebeğe ilk kitap setini ve 1 Milyon Kitap sertifikasını hediye ederken, onunla birlikte dilediğiniz kadar çocuğa da kitap hediye ederek geleceklerine katkı sunabilirsiniz.
Detaylı bilgi için www.1milyonkitap.com