İmajımız çok kötü

Büyük market zincirlerinden birinde kasa sırasındayken hemen arkamdaki iki İngiliz kadından biri “Afedersiniz İngilizce biliyor musunuz?” diye sordu; aramızdaki dialog şöyle devam etti.
Yakınlarda bir döviz bürosu var mı?
Evet var. (Adresi tarif ettim)
Güvenli mi?
Ne anlamda güvenli mi? Sorunuzu anlayamadım!
Kandırmazlar değil mi bizi?
Yooo kandırmazlar.
Bu arada benim aldıklarım kasadan geçti ve kredi kartıyla ödeme yapıyorum. Soru yağmuru devam ediyor…
Burada kartla ödeme yapabilir miyiz?
Elbette! Bakın ben yapıyorum.
Güvenli mi?
Benden yine aynı tepki ve aynı karşı soru:
Ne anlamda güvenli mi? Sorunuzu anlayamadım!
Geçen gün bir restoranda arkadaşımızın kartından aynı hesap için iki kez çekim yapmışlar. Bizim başımıza gelmesinden çekiniyoruz.
Neyse; bu muhabbet her şeyin güvenli olduğu konusunda verdiğim briflerle devam etti. (Söylediklerimin ne kadarına kendim tam anlamıyla inanıyorum orası meçhul!)
Tabi ben genel olarak neden bu kadar endişelendiklerini sormadan edemedim. Yanıt ise çok da yabancısı olmadığımız türden:
“Tur rehberimiz bizi bu konularda uyardı!”

Şimdi tur rehberine bozuldum desem biraz tuhaf olacak zira; misal İtalya’ya turla gidecek olursanız bizim tur rehberleri de aşağı yukarı aynı uyarılarda bulunuyorlar, “Kap kaç olayı çok oluyor aman çantanıza sahip çıkın” ve benzeri uyarıları içeren kabarık bir listeleri var. Ama gelgelelim mevzu insanın kendi ülkesi ve yaşadığı yer olunca durum farklı; savunma mekanizması hemen iş başı yapıyor.

Taksi karmaşası

Uzun zamandır İstanbul’da yaşanan taksi krizini çoğunuz duymuşsunuzdur. Taksi bulunmuyor! Bulunca da iş bitmiyor! Taksiciler müşteri almadan önce nereye gidileceğini soruyor; rotayı ve mesafeyi beğenirse oldu bu iş sanıyorsanız büyük yanılgı! Çoğu taksi şoförünün taksimetre açmaksızın talep edeceği ücreti baştan kabul etmeniz gerekli! Kabul ettiniz ettiniz, yoksa size taksi maksi de yok!! İstanbul’a son gittiğimde bizzat kendimin şahit olmuşluğum var.
Birçok anlamda küçük İstanbul olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen Bodrum’da mesafe beğenmeme modasına uyum sağlamak için ufak adımlar atmaya başladı. Misal: Neyzen Tevfik Caddesi üzerindeki Gerence taksi durağından veya Marimarina taksi durağından binip Eskiçeşme Mahallesi’ne gitmek isterseniz hiç şansınız yok. Bu mesafe makbul bir mesafe değil kabul görmüyor! Yaz aylarında turist fazla olduğu için taksi kullanımı kışa göre daha yoğun, bu anlamda, musluk akarken testiyi doldurma çabasını anlamaya çalışabilirim ama yaz dediğin hepi topu 3 ay, geri kalan 9 ay biz bizeyiz lütfen bunu unutmayın…Küstürmeyin bizi! Bu hastalık daha da yayılmadan, Bodrum Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Hasan Kablı’nın tedbir alması son derece uygun bir davranış olur.

Hepi topu bir çizgi

Son yıllarda farklı sebeplerden dolayı motosiklet kullanıcıları oldukça artış gösterdi. Bodrum’da da bir hayli yaygın. Trafiğe takılmadan daha kolay ulaşım imkanı tanıyan motosikletler arabaya oranla daha ekonomik olduğu için de tercih sebebi. Tabii pek çok kişinin aklında motosiklet tehlikeli mi sorusu yatıyor.
Trafik kurallarına uyulduğunda ve kullanımınıza uygun doğru motosiklet tercihi yapıldığında ve ayrıca günümüz teknolojisi ile hazırlanmış özel tasarım motosikletler göz önüne alındığında, bu araçların sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını söyleyebiliriz. Aslına bakarsanız esas tehlike, kurallara uymayan ve motosikletleri görmezden gelen araçlar.
Motosikletler belki de birçok taşıttan daha güvenli fakat Trafikteki bütün sürücülere motosiklet bilincini aşılamak ve motosikletlerin de bir taşıt olduğunu iyice anlatmak, yollarda motosiklet gördüğümüzde onlara saygı ve öncelik göstermek her zaman için bütün sürücülerin güvenle yol almalarına yardımcı olacak parametrelerin başında geliyor. Motosiklet sürücülerinin gerekli saygıyı görmediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Oysaki motosiklet kullanmayan insanlar kullananlarla empati kursalar sorun kökünden çözülecek.
Öte yandan motorlu kuryelerin trafikte zaman zaman çok büyük tehdit oluşturdukları gerçeği de var tabi. Hızlı teslimat için hem kendi canlarını hem başkalarınınkini riske atıyorlar.
Ayrıca motorlu taşıt trafiğine kapatılan sokaklarda dahi kullanılan motosikletlerin oluşturduğu tehlike de son zamanlarda sıkça gündeme geliyor. Neyse, bu konu böyle uzar gider…

Bodrum’da motosiklet kullanımı oldukça yaygı dedim ya; aslında dikkat çekmek istediğim nokta şu; Yoğun trafikte otomobil ve motosikletler iç içe; hele şehir içi trafikte yoğun akışı olan dar sokaklarda bildiğiniz karmaşa yaşanıyor. Oysaki otomobiller, özellikle bu dar sokaklarda, sağ veya sol şeride yanaşarak gitseler, motosikletler de bir akrobat edasıyla aralardan geçerek tehlike saçmak yerine, boş olan taraftan rahatlıkla ilerleyebilirler. Yaya veya bisiklet yolu gibi özel bir alandan söz ediyorum. Bunu yapmakta çok basit. Asfalta çizilecek nizami bir çizgi bu amaca rahatlıkla hizmet edebilir. Tabi yine aslolan trafikteki tüm sürücü ve yayaların kurallara uyması!