Lütfen bizim sesimizi duyun. Çok acil yardıma ihtiyacımız var! Bodrum’da kalan son ormanları savunmak için, yaşamı korumak için HAVADAN MÜDAHALE İSTİYORUZ! Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras feryat ediyor. 60 saattir bir Kumbahçe’de, bir İçmeler’de, bir Mumcular’da, bir Mazı’da… Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay… Hepsinin gözleri yaşlı. Hepsi, “Allah aşkına duyun sesimizi” diye yalvarıyorlar. Aynı vatanda, aynı vatan toprakları için, vatan topraklarındaki ağacı, insanı, hayvanı, evi, barkı ve elbette çocuklarımızın geleceğini kurtarmak için yalvarıyorlar.
Belediyeler devlete yalvarıyorlar, ‘’HAVADAN MÜDAHALE İSTİYORUZ!” Herkesin feryadı aynı “HAVADAN MÜDAHALE İSTİYORUZ!” Ama uçak yok!
Anne, ormana ne oldu?
Yandı bitti kül oldu…
Anne, zeytin ağaçlarımız nerde?
Yandı bitti kül oldu…
Anne, evimiz nerde?
Yandı bitti kül oldu…
Anne, tarlamız nerde?
Yandı bitti kül oldu…
Anne hayvanlarımız nerde?
Yandı bitti kül oldu.
Bu çocuklara bunun hesabını kim verecek?
Coğrafi şartlar o kadar zor ve rüzgâr o kadar şiddetli ki, uçak olmadan olmuyor. Söndü sanıyorsun sonra bir bakıyorsun, canavar uykusundan uyanmış ve yine alevler yükseliyor. Bizim evin arkasında da böyle oldu. Hemen 50 metre yukarımız. ‘Tamam artık söndü’ denilen alan, dün öğlen yine tütmeye başladı. Bir ağacın dibinde sinsice konuşlanmış ateş koru birden parladı. İtfaiye, çevredeki komşular ve polis anında müdahale etti ve olay yeni bir faciaya dönüşmeden son buldu. Umarım!
Gencecik bir delikanlı, 24-25 yaşlarında. Marmaris belediyesine ait itfaiye ekibinde çalıştığını söyledi. Bodrum’a destek ekip olarak gelmişler. “3 gündür uyumadık sayılır. Uykusuzluk değil de çaresizlik beni çok yordu. Yalnız kaldığım zamanlar avaz avaz bağırarak ağlıyorum” dediği an artık ben de tutamadım kendimi. Beraber ağladık… Evet, çaresizliğimize ağladık!
Bildik-bilmedik, tanıdık-tanımadık, yaşlısı- genci, kadını -erkeği, yereli -misafiri, herkes ama herkes seferber oldu. Herkes bir şeyin ucundan tutmaya çalıştı/çalışıyor. Bodrum büyük bir dayanışma örneği sergiledi/sergiliyor. Herkes elinden geleni yapıyor. Herkes tek yürek! Daha fazlası da zaten elden gelmiyor. Bireysel olarak elden gelenler bu devasa yangınları söndürmeye yeterli değil!
Ama...
Yetersizliğimizi görmemiz için yeterli!
Tedbirsizliğimizi görmemiz için yeterli!
Eksiklerimizi görmemiz için yeterli!
Bilime inancımızı arttırmak zorunda olduğumuzu anlamak için yeterli!
Küresel ısınmayı ciddiye almamız için yeterli!
Ve zamanın ruhu…
Kibirli ve egemen insan anlayışını bir kenara bırakıp, plajları deniz kaplumbağaları, dağları ormanlar, gökyüzünü kuşlarla paylaşarak yaşamak zorunda olan, doğanın sıradan bir bileşeni olduğumuz gerçeğini benimsemek için son derece yeterli.
Doğa, kızılçam ormanları ve makiler bizlerden çok daha önce de milyonlarca yıldır yangınlarla uyumlu yaşamayı, yangın sonrası koşullarında alanı yeniden ormanlaştırmayı öğrenmiş, genetik kayıtlarına dâhil etmişlerdir.
Eğer fırsat verilirse, üzerlerine oteller yapılmaz ise kendilerini yenilemeyi bizden çok daha iyi bilirler. Başarılı olamadıkları alanlarda doğayı alt-üst etmeden fidanlarımızı dikebilir, ormana destek olabiliriz elbette.
Bugünlerde yaralarımıza en iyi pansuman, “Yanan yerlere hiçbir suretle imar izni verilmeyeceğine dair verilecek SÖZ ve akabinde çıkarılacak koruyucu bir YASA” olacaktır.
YANAN ORMANLAR İMARA KAPATILSIN!!!