Esasen öngörülebilir ve önlenebilir olan kazaların çoğunda açık sürücü hataları olmasına karşın aylardır süren alt yapı iyileştirme çalışmaları da olması muhtemel kazalara davetiye çıkarıyor. Kazı mahalleri uzun süre ya düzeltmeksizin olduğu gibi derin çukurlar halinde ya da üzeri kumla örtülüp dev köstebek yuvaları şeklinde bırakılıyor. Üstelik öyle 1-2 gün falan değil haftalarca! Yol yapımında kullanılan mıcır olarak ifade edilen yol üzerindeki serbest malzemeyi de unutmamak lazım. Yani faciaya şiddetli katkısı olabileceği herkes tarafından malum olan her türlü etken maşallah mevcut!
Sanırım vatandaş olarak bizler, her alanda olduğu gibi, alt yapı ve yol yapımında uygulanabilecek daha ileri teknolojiyi beyhude bekler durumdayız. Özellikle bu yaz hız verilen bu tür çalışmalar biz vatandaşları, “Hali hazırda mevcut olan dağınık sistemle yapılacaksa, faydadan çok zarar sağlamasa bari” temennilerinden alıkoyamıyor.
Bu tür projelerde düzenlemeler, imar ve yol çalışmaları, mastır planlar ileriye dönük yapılmadığından, otomotivdeki gelişime ve araç sayısındaki artışa paralel olarak yollarda gelişim sağlanmadığından, bu gün maalesef başta büyükşehirlerimiz olmak üzere, trafik insan psikolojisini ve kişi güvenliğini tehdit eder durumda.
Mümtaz Ataman Caddesi’nden İçmeler mevkine kadar uzanan kazıların, yukarıda bahsi geçen arazlarının dışında başka problemleri de var. Mesela bir diğeri yeterli ışık ve işaret levhalarının olmayışı. Daracık caddelerde bir adam boyunu geçen çukurlar başı boş vaziyette. Görüş alanının kısıtlı olduğu yerlerde -ki çoğu böyle- özellikle alacakaranlıkta bu çukurların farkına varabiliyorsanız şanslısınız. Bu güzergahta malumuz olduğu üzere kara nokta tabiri ile ifade edilen çok sayıda kaza ihtimali olan noktalar bulunmakta ve bu noktalar bir nevi kaza üretim işletmesi gibi çalışmakta. Standartlara uygun ve can güvenliğini tehdit etmeyen yollar her vatandaşın hakkıdır; bunu sağlamak ise ilgili kurumların boynunun borcudur!
Anayasa’nın 5. maddesi gereği insanın maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için her türlü tedbiri almakla görevlendirilen devlet başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin ve her vatandaşın, bireyin güven içinde yaşayabileceği bir ülke için kamu yararı gereği, trafik terörünü ciddiye alıp tüm toplumun üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Hal böyleyken özel kurumların da mükellef olduğu, olması gereken noktaları göz ardı etmelerine sessiz kalmak mümkün değil. Bir önceki hafta bahsettiğim gibi yollara ilk kazmayı vuran Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kamu Tüzel Kişiliği MUSKİ oldu. Şimdiki çalışma ise Türkiye’nin elektrik dağıtım lisansı alan ilk özel sektör şirketi olan AYDEM’e ait. Yeni adı ADM. Her iki çalışmada da vatandaşın can ve mal güvenliğine dair, ne olması gereken özeni ve ne de alınması gereken önlemleri gördüğümü söylemem mümkün değil. Tam bir “saldım çayıra, mevlam kayıra” sistemi hakim. Teknoloji ivmesinin oldukça yüksek olduğu bir çağda alınamayan/alınmayan önlemler oldukça düşündürücü. Proje sahibi ve/veya yüklenici firmaların ihale şartnamelerinde vatandaşın can güvenliğine dair iki satır yaptırım eklemeleri ve bunu eklemekle kalmayıp takip etmeleri ne denli zor olabilir?? Yeterli ışık ve işaret tabelası koyma şartı yok mu veya olduğu halde bunlara uyulmuyor mu? Mevcut düzensizlik, karmaşa ve tehlike apaçık ortada. Peki ya Bodrum belediyesi buna niye seyirci kalıyor?
Hişt hişt sakin ol!
Mümtaz Ataman Caddesi delik deşik olunca ve trafik akamaz ve de zaten de akacak yol bulamaz hale gelince köşebaşlarına dikilen işçiler el kol hareketleriyle yeni güzergahlar gösterir oldular. Köşebaşını tutmuşlar ama yolun ilerisi ne alemde bir haberler. (Adamların suçu yok! Onlar sadece kendilerine verilen talimatları yerine getiriyorlar.) Çaresizce girdiğiniz sokak aralarında ilerlemek ne mümkün. Daracık sokaklara sağlı sollu park etmiş (Adamım evinin önü, başka nereye park etsin diye bir gerçek de var tabi) araçların arasından tek şerit halinde gitmek bile çok zorken, düşünün bir de bu yollar gidiş geliş olarak kullanılmak durumunda kaldığı için tam anlamıyla kilit. Hele bir de bütün haşmetiyle boy gösteren beton arabaları olayın üzerine kara bulut gibi çökerse vay halinize. Hadi diyelim ki şanslısınız ve daracık sokaktan bir şekilde geçtiniz ama sakın “Ohh bunu da atlattık” demeyin zira bundan sonraki etap doğru istikameti bulmak üzerine kurgulanmış. Yön gösteren tabela falan yok sokaklara aşina değilseniz düştüğünüz labirentten çıkmak oldukça zor. Yapılacak tek şey Sertab Erener’in “Sakin ol” şarkısını mırıldanmak.
Dünya hali bu gelip geçici. Hişt hişt, sakin ol, sinirlerine hâkim ol!
Firmalara yaptırım uyarısı
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, ADM Elektrik Dağıtım A.Ş., MUSKİ, Süperonline gibi elektrik, içme suyu, kanalizasyon, fiberoptik gibi altyapı kazı çalışmalarını üstlenen firmaların bu yatırımları zamanında bitirmemesinin ve bölgede yaşayan insanlar için daha büyük sorunlara neden olmadan firmaların sorunlarını çözmesi için sahada görüşmelerin devam ettiğini, ekiplerin sahada çalışmalarını sürdürmekte olduğunu ve ayrıca yatırımları geciktiren firmalara gerekli uyarılarda bulundukları söyledi. Çalışmalar sırasında yaşanan olumsuzluklar özellikle yol trafik güvenliği açısından Muğla Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı, Fen İşleri Daire Başkanlığı Alt Yapı Koordinasyon Şube Müdürlüğü’ne gerekli bildirimlerin yapıldığını da ekledi.
O ona dedi, bu bu buna dedi, şu şuna dedi…
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’tan aldığım en taze haber: Söz konusu güzergahta mevcut bütün çukurlar 27 Ekim Salı akşamına kadar kapanacakmış. Yani siz bu yazıyı okuduğunuzda çukurlar kapanmış olacak inşallah.