Gül Mutlu Eskihancılar

Gül Mutlu Eskihancılar

gulmutlu.eskihancilar@gmail.com

Tüm Yazıları

İnsan, evinin barkının bulunduğu yerde turist olmak ister mi? Bal gibi de istermiş meğer. Hafta sonu kısıtlamaları başladığından beri turist olasım var. Hiçbir şeyden etkilenmeksizin ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar. İnanın bana, maske bile takmıyorlar. Havalar kötüyken bu his çok kuvvetli değildi, ama ne zaman ki havalar ısındı ve masmavi denizin albenisi ‘hadi gel, ben hazırım’ diye avaz avaz bağırmaya başladı, işte o zamandan beri keşke ben de turist olsam deyip duruyorum. Biraz sinir ve biraz da kıskançlığın pençesine düştüm. Haksız da değilim. Elin oğlu bizi memleketine sokmazken, 15 gün otel karantinasını mecbur kılarken, bizim memlekete olan uçak seferlerini iptal ederken, kendileri bizim memlekette, bizim denizimizin sefasını sürüyor. Turistlere yönelik nasıl bir önlem alınmış olursa olsun, söz konusu olan virütik bir salgın hastalıksa ve bu sebepten hayatımızın tam ortasına düşen anlamlı-anlamsız uygulamalar kısıtlamalar ve hatta yasaklar varsa, bunlar memleket sınırları içinde bulunan her birey için geçerli olmalıdır. Plajlara yayılmış, denizin ve güneşin tadını çıkaran, sahilde ellerinde bir kadeh içecekle şahane günbatımının keyfini çıkaran turistleri görünce kendimi ezik hisseder oldum. Öyle ki, sanki biz yürüyen virüsleriz; sanki bizi kilit altına alıp turistlerin rahatça gezebilmesi için uygun zemin hazırlanıyor. Bu pandemi döneminde kendi memleketimdeki vaka sayılarını düşürme amaçlı tedbirlere uymak zorundaysam, benim memleketimde olan turistin de bu uygulama kapsamında olması gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Yok efendim onların aşıları var, yok efendim PCR testleri var, yok efendim onların da HES kodları var tarzındaki argümanlara da asla prim vermiyorum. O zaman aşısı olan, elinde taze PCR test sonucu ve HES kodu olan her vatandaş, hafta sonu kısıtlamalarından muaf olsun.

Tüm yazlık yerler için dileğim: Bol turistli ama kontrollü bir sezon olması.

Hepimiz turist olalım

Hatasız kul olmaz

Hatasız kul olmaz derler. Hiç kimse hatadan uzak değil. Her insan hata yapabilir elbet. Hatalar söz, davranış ve muhakeme yoluyla olur.

Haberin Devamı

Zaman zaman dil sürçer, kalem sürçer, akıl bile sürçebilir. Aklıselim insan ‘Sakın yanlış anlaşılmasın; ben şunu demek istedim, ben bunu demek istedim’ diye hatayı düzeltme peşine düşerse, yine aklıselim insanların gereksiz tartışmalardan uzak durmasına fayda eder. Hani Karagöz oyunlarında meddahın ağzından çıkabilecek, seyircileri incitecek bir söz ve davranışın önüne geçmek için, “Her ne kadar sürçülisan ettikse affola!” denirdi. İşte o misal! Niyetimizin doğruluğuna rağmen, ağzımızdan yanlış söz ya da maksadını aşan söz çıkmışsa, “Hatalıysak affola!” denmesinin en akıllıca tedbir, en doğru davranış biçimi olduğunu inkâr edecek kafaların işi bayağı zor. Örnekleriyle sabittir ki, bir hatayı düzeltme çabasını geciktirirseniz pek de işe yaramayabilir.

***

Son zamanlarda gaf ve sürçülisanı birbirine karıştırır olduk. Ama öyle yağma yok! Gaf bambaşka bir şey! Şürçülisan zaman zaman insanı güldürebilir ama gaf sadece kızdırır ve incitir. Özünde genel kültür ve bilgi eksikliği barındırır. Belirli yetenekleri veya atandıkları, işgal ettikleri makamlar sebebiyle gündemde olan insanlar da hata yapabilir, sürçülisan edebilir. İnsanlık hali denip geçilebilir. Ama gaf yapma gibi bir lüksleri yoktur. Böyle bir lüksleri olamaz! Çünkü yaptıkları her gaf, cahilliklerini ortaya çıkarır ve mevkileri ne olursa olsun bunu tolere etmez. Etmemelidir! Eleştirilerin hedef tahtası olmaları yadsınamaz. Ve yaptıkları bu gaflar üzerlerine öyle bir yapışır ki, ne kadar debelenirse debelensinler, yakalarından asla düşmez. Unutulur ama yakalarından düşmez. Kurcaladığınızda mutlaka karşınıza çıkar. Miras gibi nesilden nesile geçer durur. Hassas konularda konuştuklarınızı tartmak ve lafın nereye varacağını öngörmek son derece mühimdir.

Haberin Devamı

Hepimiz turist olalım