Gül Mutlu Eskihancılar

Gül Mutlu Eskihancılar

gulmutlu.eskihancilar@gmail.com

Tüm Yazıları

Japonya’yı ziyaret ederseniz sokakların, parkların, tuvaletlerin ve aslında her yerin son derece temiz olduğunu şaşkınlıkla izlersiniz. Çevrede çöp kutusu ve sokakları süpüren görevliler olmadığını fark ettiğinizde ise şaşkınlığınız tavan yapar. Tabi akla gelen ilk soru şu: Etraf nasıl bu kadar temiz olabiliyor? Japonya nasıl bu kadar temiz kalabiliyor? 

Sorunun çok basit bir yanıtı var. “Ülke halkı memleketini temiz tutuyor!” Aslında esas soru “Peki nasıl oluyor da oluyor?” Bu esas sorunun yanıtında çok kolay: 12 yıllık okul yaşamları boyunca, ilkokuldan liseye kadar, temizlik öğrencilerin günlük programının bir parçası. Ve ayrıca çekirdek aile yani anne ve babalar, çevreyi temiz tutma bilincini, yaşanılan çevreyi kirletmenin ne kadar kötü bir alışkanlık olduğu gerçeğini, oya gibi ince ince işleyerek çocuğun beynine yerleştiriyor. 

Haberin Devamı

Sosyal bilincin bu unsurunu okul müfredatına eklemek, çocukların çevrelerinin farkında olmalarını ve hayat boyu bu farkındalık ile yaşamalarını sağlıyor. Çocukların her birinin okullarda hazırlanan temizlik görev listeleri var. Mesela sınıf öğretmeni şöyle bir anons yapıyor, “Evet çocuklar, bugünün temizlik görev listesini açıklıyorum. Birinci ve ikinci sıralar sınıfı temizleyecek. Üçüncü ve dördüncü sıralar merdivenleri ve beşinci sıra tuvaletleri temizleyecek.” Herkes itiraz etmeksizin kendine verilen görevi seve seve yerine getiriyor.

Çocuklar, aylık toplum temizliği için gönüllü oluyor ve okullarının yanındaki sokaklardan çöpleri topluyor. Mahallelerde de düzenli sokak temizlikleri yapılıyor. Zaten temizleyecek çok fazla şey de olmuyor. Çünkü insanlar çöplerini sokağa atmıyor! 

Bu disiplinle büyüyen çocukların, büyüdükçe kendilerine ait çevre olarak gördükleri mekanlar sınıflarının dışına taşıp, mahalleleri, şehirleri ve ülkeleri oluyor.

***

Şimdi düşünüyorum: Mesela bizim okullarda böyle bir görev dağılımı yapılsa, bırakın çocukları bizim velilerin çoğundan itirazlar anında gelmeye başlar gibime geliyor. Oysa çocukken verilmeye başlanılan bu disiplin sayesinde çevreyi temiz tutma bilinci ölümsüzleşiyor.

Haberin Devamı

***

Brezilya 2014 ve Rusya 2018 Dünya Kupaları’nda, milli takımlarını destekleyen Japon taraftarlar, ayrılmadan önce stadyumdaki çöplerini toplayarak dünyayı hayrete düşürmüşlerdi. 

Milli Takım oyuncuları da kullandıkları soyunma odalarını tertemiz geride bırakmıştı.

Şaşkınlığını gizleyemeyen FIFA Genel Sekreteri Priscilla Janssens, “Tüm takımlar için ne güzel bir örnek” diye tweet bile atmıştı.Nutkumuz hep tutuk kalacak 

Bizim memlekette temizlik ve çevreyi temiz tutma anlayışı oldukça enteresan. Mesela kendi arabasının içi temiz kalsın diye her türlü çöpü arabanın camında dışarı fırlatanların sayısı oldukça kabarık. Geçen gün Bodrum’dan Mumcular tarafına giden ana yolda yol üzerinde 5 litrelik plastik su şişesini dahi arabadan fırlatan pervasızı görünce nutkum tutuldu. Gerçekten bu nasıl bir kafa, nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil. Bu kafaları anlayabilmenin asla mümkün olamayacağını doğrulayan bir örnek daha vermek istiyorum. Bodrum Belediye’sinin dar sokaklara girebilsin diye görevlendirdiği minik çöp marabaları var. İşleyişi şöyle: şoför arabayı yavaş yavaş kullanırken başka bir görevli yerlerdeki çöpleri süpürerek arabanın çöp haznesine atıyor. Adamın sıcaktan canı çıkmış. Şoför mahallindeki nispeten şanslı, zira arabada klima vardır diye düşünüyorum. Bu şanslı arkadaş bir yandan araba kullanıyor, bir yandan sigarasını tüttürüyor. İşte bu arkadaş sigarasından son bir nefes çektikten sonra hala yanmakta olan izmariti camdan dışarı atıverdi. Hal böyle olunca, biz çevre temizliği konusunda her daim sınıfta kalmaya mahkumuz! Nutkumuz hep tutuk kalır!

Haberin Devamı

Hayat boyu farkındalık

Yağına sahip çık

Amerika’da yapılan bir araştırma, lavaboya dökülen atık yağların kanalizasyon sistemlerinin %40 oranında tıkanmasına sebep olduğu belirtiliyor. Yapışkan yapısı nedeniyle drenaj sistemine sıvanıyor, kanalizasyon borularındaki diğer atıkların ona yapışıp kalmasını sağlıyor. Bu durum su arıtma tesislerine zarar veriyor, temizlik maliyetlerini artırıyor, taşmalara neden oluyor. Bitkisel atık yağlar kanalizasyon sistemlerine zarar veriyor.

Buyurunuz somut bir örnek vereyim. Barlar sokağında irili ufaklı bir sürü restoran var. Bu restoranların giderleri ortak; yani aynı hattı kullanıyorlar. Geçtiğimiz hafta bizim evin giderleri fokurdamaya başlayınca belediyeye haber verdim; kanalizasyon işlerinden sorumlu ekip olaya hemen el koymak istedi ama mekan hemen el koymaya fiziksel olarak müsait değil! Sahilde güneşlenenler ve ortalıkta dolaşan bir sürü insan var. Ertesi sabah gelip logar temizleme çalışmasına başladılar. Ve evet aynen beklediğim gibi bir tablo. Gider ağızlarını tıkayan katılaşmış atık yağlar yine sahnede. Hem de öyle böyle değil. Bir el arabasını dolduracak miktarda. Ve buna sebep olanlar işte o sahildeki restoranlar, işte o restoranların atık yağları giderlere boca etmeleri, işte yine bilinçsizlik ve işte yine bencillik. Büyük bir felaketi küçük bir fokurdama engelledi ama bu kafalar değişmezse bir gün mutlaka buraları pis su (b** basar)

Bu yüzden, atık yağları şişe ya da kavanozlarda ağzı kapalı bir şekilde biriktirmemiz ve geri dönüştürmemiz oldukça önemli. Bitkisel atık yağları güvenli bir şekilde geri dönüşüm merkezlerine teslim etmek şart!!! 

Bodrum genelinde “Bitkisel Atık Yağ Toplama Varillerinin” bulunduğu 27 adet mahalle şöyle sıralanıyor: Akçaalan, Akyarlar, Bahçelievler, Bitez, Cevat Şakir, Cumhuriyet, Çarşı, Çırkan, Dirmil, Eskiçeşme, Farilya, Geriş, Göltürbükü, Gümbet, Gümüşlük, İslamhaneleri, Karabağ, Konacık, Kumbahçe, Ortakent/Yahşi, Torba, Turgutreis, Umurca, Yalı, Yalıkavak, Yeniköy ve Yokuşbaşı.